enkoppkaffe
Üye
Timemore Sculptor isminde ayrı bir başlık olmasına rağmen 78 serisi ve 64 serisi arasında bazı belirgin farkların olması ve olası problemlerde vs aranan içeriğe kolayca ulaşılabilmesi için iki ayrı başlık olması gerektiğini düşündüm. (Hatalıysam ara @DaunterM )
Kendim yaklaşık 2 aydır 78s modelini kullanıyorum. Bu değirmen ile alakalı görüşlerimi, artı ve eksileri yazmaya gayret edeceğim. 64 serisi kullanan arkadaşlar da ayrı bir başlık açarsa bence güzel olur.
Genel
Ürün hem ağırlık olarak hem de malzeme kalitesi olarak kesinlikle premium bir hissiyat veriyor. Herhangi bir köşesinde boya defekti, sallanan parça vs görmedim şahsen. İnceleme videolarında bahsedilen power butonunun gevşek yapıda olması da bence ucuzluk hissi yaratmıyor.
Dişliler
Ürün gelir gelmez başka kaynaklarda görüdüğüm bazı olumsuz yorumlardan ötürü direkt alignment testi yaptım. Kesinlikle kusursuzdu. Ama bence herkes seasoning vs ile boşa kürek çekmeden önce en baştan bi test yapmalı.
Dişlilerde sadece 2 vida yuvası var. Bu da öğütüm alanının 3 delikli 83 mm dişlilere bir tık daha yakın olduğu anlamına geliyor. SSP 78 mm burr çıkaracakmış ama tarih belli değil.
Değirmeni açıp kapatmak can sıkıcı ama kesinlikle zor değil.
Motor
400W brushless motor sebebi ile inanılmaz sessiz çalışıyor. Öğütürken işler değişiyor tabi biraz ama o esnada bile df serisinden çok çok daha makul bir ses karakteri ve seviyesi mevcut. Bugüne kadar en ufak bir tıkanma da yaşamadım (64 serisinde 140W)
RPM ayarı
RPM ayarının kerameti henüz çok belli olmasa da değirmenimizde mevcut. 800-1400 rpm arası ayar yapılabiliyor. Herkesin hemfikir olduğu konu ise rpm ayar butonunun inanılmaz saçma yerleşimi. Ben şahsen 800'de kullandığım için sorun olmuyor. Sadece retentionu azaltmak için 1400'e çıkıp tekrar 800'e iniyorum (bu konuya değineceğim). Dolayısıyla görmeden el yordamıyla en sona ve en başa çevirmem yetiyor. (64 serisinde rpm 800-1200 arası)
Catch Cup
Catch cup biraz garip. Değirmenin genel tasarımına uygun şekilde tasarlanmış fakat hem estetik hem de fonksiyonel olarak belli sıkıntıları var. Estetik kısmı subjektif oraya girmiyorum. Fakat fonksiyonel olarak statiğe çok meyilli ve total çapı 58 mm'den daha küçük olduğu için alet portafiltreye olduğu gibi giriyor. Dolayısıyla portafiltreden çıkardığınız zaman sepetin çevresi boyunca kocaman bir boşluk kalmış oluyor. Her türlü wdt yapılacağı için çok sorun olmayabilir belki ama bence diğer çoğu catch cup tasarımında olduğu gibi ağzına yakın küçük bir çıkıntı ile bunun önüne geçilebilirdi. (64 serisinde catch cup daha hafif ve iç yüzeyi zımparasız olduğu için statiğe daha da meyilli. Sonraki partilerde iç yüzey düzeltilmiş diye bir şey duydum ama emin değilim)
Hopper
Geldik en çok eleştirilen parçaya, hopper. 78 serisinde bilindiği üzere 64 serisinden daha farklı bir materyal kullanılmış hopper için. Estetik olarak bence 78 serisi daha iyi ama fonksiyonel olarak ikisi de aynı kötülükte . En önemli sorun hopper açısı. Bu açı sebebi ile rdt yaparak attığınız kahvelerde hemen her zaman bazı çekirdekler hoppera yapışmış oluyor. Öğütüm bitmiş gibi olduğunda kapağı açıp o kalan 3-5 çekirdeği tekrar içeri ittirmeniz gerekiyor ve bu neredeyse rutin benim için. RDT yapmazsanız çok nadiren oluyor.
İkinci sorun popcorning. Hopperın içinde antipopcorn zamazingosu var güya ama kendine hayrı yok daha. Çekirdekleri koyar koymaz kapağı kapatmazsanız sıçrayan bir çekirdek tarafından kör edilme şansınız kesinlikle sıfır değil. Bu sebeple en iyi ihtimalle kapak yarı açıkken kullanmak gerekiyor. Espresso için ben slow feeding yapmıyorum dolayısıyla sorun yok. Fakat filtre öğütümlerinde slow feeding kullanıyorum, dolayısıyla o kapak bütün öğütüm boyunca yarı açık vaziyette kalıyor. Bu esnada da hopperın arka kenarı ile kapak arasında kalan minimal boşluktan geriye doğru çekirdek parçaları fırlayıveriyor. Bu sebeple değirmenin üstü hemen her zaman kahve partikülleri ile dolu oluyor.
Üçüncü sorun ise kapasite. Ben tam kapasitesini hiç ölçmedim ama kağıt üstünde 40-50 gr kapasitesi olduğu söyleniyor. Rutinde şahsen o hacimde öğütüm yapmıyorum. Fakat bu kapasite doğruysa bile kapağın yarım açık olduğu senaryoda o hacimde çekirdeği zaten koyamıyorsunuz hoppera. Espresso için 20 gr koyduğum anda ön yarısı olmuş oluyor zaten. Belki 40 gr koyduğunuzda o ağırlık nedeni ile popcorning olmayacaktır dolayısıyla kapak tam açıkken koyup sonra kapatabilirsiniz, bilemiyorum. Timemore sonradan kapasite arttırmak için 35 euroya ekstra bir aparat satmaya başladı. Kapasite artıyor fakat takılan çekirdeklere engel olmadığı yetmiyormuş gibi takılan çekirdekleri dürtmenizi de zorlaştırıyor büyük ihtimalle.
Retention
Gelelim retentiona. İlk duyrulduğu andan itibaren çoğu kişiyi etkileyen bir knocker tasarımı var ürünün. Hakikaten 1-2 tık çevirmesi çok keyifli. Değirmenin ağzında biriken kahve kalıntılarını çok efektif bir biçimde atıyor da. Bazı kullanıcılar bir miktar chaff ve fine partikülleri tuttuğu için bu zamazingoyu kasten kullanmayabiliyorlar, bu da ayrı bir avantajı gerçekten.
Bir youtuber'ın videosunda bu knocker tasarımının ergonomik olmadığına dair yorumunu görüp abartı bulmuştum. Ama hakikaten 1-2 tıktan fazlasını yapacaksanız garip bir biçimde bileğinize yük bindiriyor. Ki ben çoğunlukla 3-4 tık yapıyorum. Sırf bu işlemi kolay kılmak için çok çirkin bir kaç 3d tasarım bile yapılmış şimdiden. Eğer RDT kullanıyorsanız hopperda yaşadığınız sorunları burada az tıklayarak bertaraf edebilirsiniz. RDT yapmıyorsanız eğer öncesinde bileğinizi ısındırmanızda fayda var
Asıl retention
Gelelim beni bu değirmen ile alakalı en çok uyuz eden kısma. Çekirdek retentionu. Yukarıda knockerı anlatırken değirmenin ağzındaki partikülleri çok iyi attığını söylemiştim. Gerçekten öğütülüp de geride kalan kahve partikülü neredeyse hiç kalmıyor. Fakat sorun öğütülmeyen kahve çekirdeklerinde. Bütün flat burr değirmenlerde az ya da çok bu sıkıntı var diye biliyorum. Ben sadece df64 kullandığım için diğerleri için bir şey söyleyemem ama df64'te çok çok daha minimal oluyordu bu durum. Toplasan yarım çekirdek etmeyecek büyüklükte partiküller kalıyor gibiydi. Bu değirmende ise bazen 1-2 çekirdeğin öğütülmediği bile oluyor. Herhalde dişlilerin dik konumlanması ile alakalı olsa gerek bu fark. Makinenin neresinde sıkışıyor onu da anlayabilmiş değilim, auger'da fln belki. Ve böyle bir durumla karşılaştığınızı kesin olarak anlamanın bir yolu da yok. Çoğunlukla garip bir ses/rezonans oluyor ve bu içerde bir yerlerde çekirdek kalıntılarının olduğunu kesin olarak söylüyor size. Fakat hiç ses çıkmıyor olması içerinin tertemiz olduğu anlamına gelmiyor maalesef (low sensitivity, high specificity). Bunu şöyle örneklendirebilirim; ilk kullanımdan yaklaşık 2 hafta sonra makineyi temizlemeye niyetlendim. İçeride çekirdek kalmasın diye en inceden en kalına, en düşük rpm'den en yüksek rpm'e git-gel yapa yapa ses kesilinceye kadar uğraştım ve ardından makineyi açtım. Görüntü şu şekildeydi:
Bunun önüne geçmenin yollarını henüz tam bilemiyorum. RDT yapmak ile yapmamak arasında bu açıdan bir fark var mı ya da seasoning devam ettikçe azalır mı emin değilim. Ama değirmeni kullanırken hep bir ekstra uğraşa sebep oluyor benim için. Her kullanımdan önce incelik ayarını mutlaka ileri geri yapmak, rpm değerini yukarı aşağı yapmak ya da öğütüm sonrası her şey sorunsuz gözükse bile rpm'e bir küçük ara gaz yaptırmak ya da her ihtimale karşı 0.2-0.3 gr fazla çekirdek koymak gibi gibi.
Seasoning
Gelelim seasoninge. Ecnebi kanallarda söylendiği gibi gelişine 6-7 kg seasoning fln yapmadım. Elimde bu iş için sakladığım 500 gr kadar çekirdek vardı, onları kullanıp rutin kullanıma geçtim direk. O 500 gr ne işe yaradı, zamanla seasoning devam ettikçe ne oldu vs maalesef kadar güçlü bir damağım yok aradaki farkı söyleyecek kadar. Ama filtre demlemelerimden aldığım keyif her geçen gün artıyor onu söyleyebilirim(thx to slow feeding).
Tat Profili
Gelelim tat profiline. Filtrede asiditenin daha ön planda olduğu(CMD'ye göre) espressoda ise meyvemsi karakterlerin daha ön planda olduğu(Niche'e göre) bir tat profili mevcut. Değirmen geldiğinden beri espressoda %90 bu değirmeni kullanıyorum. Filtrede ise ortalık karışık. Bütün değirmenlerin tat profili çekirdeğine göre hoşuma gidiyor. Tadım konusunda yetkin olmadığım için bu partı kısa geçiyorum. Ama her ne kadar tat profilinden ötürü Sculptor'ı Niche'e tercih etsem de şimdilik Niche workflowda tokat manyağı yapar bunu
Kendim yaklaşık 2 aydır 78s modelini kullanıyorum. Bu değirmen ile alakalı görüşlerimi, artı ve eksileri yazmaya gayret edeceğim. 64 serisi kullanan arkadaşlar da ayrı bir başlık açarsa bence güzel olur.
Genel
Ürün hem ağırlık olarak hem de malzeme kalitesi olarak kesinlikle premium bir hissiyat veriyor. Herhangi bir köşesinde boya defekti, sallanan parça vs görmedim şahsen. İnceleme videolarında bahsedilen power butonunun gevşek yapıda olması da bence ucuzluk hissi yaratmıyor.
Dişliler
Ürün gelir gelmez başka kaynaklarda görüdüğüm bazı olumsuz yorumlardan ötürü direkt alignment testi yaptım. Kesinlikle kusursuzdu. Ama bence herkes seasoning vs ile boşa kürek çekmeden önce en baştan bi test yapmalı.
Dişlilerde sadece 2 vida yuvası var. Bu da öğütüm alanının 3 delikli 83 mm dişlilere bir tık daha yakın olduğu anlamına geliyor. SSP 78 mm burr çıkaracakmış ama tarih belli değil.
Değirmeni açıp kapatmak can sıkıcı ama kesinlikle zor değil.
Motor
400W brushless motor sebebi ile inanılmaz sessiz çalışıyor. Öğütürken işler değişiyor tabi biraz ama o esnada bile df serisinden çok çok daha makul bir ses karakteri ve seviyesi mevcut. Bugüne kadar en ufak bir tıkanma da yaşamadım (64 serisinde 140W)
RPM ayarı
RPM ayarının kerameti henüz çok belli olmasa da değirmenimizde mevcut. 800-1400 rpm arası ayar yapılabiliyor. Herkesin hemfikir olduğu konu ise rpm ayar butonunun inanılmaz saçma yerleşimi. Ben şahsen 800'de kullandığım için sorun olmuyor. Sadece retentionu azaltmak için 1400'e çıkıp tekrar 800'e iniyorum (bu konuya değineceğim). Dolayısıyla görmeden el yordamıyla en sona ve en başa çevirmem yetiyor. (64 serisinde rpm 800-1200 arası)
Catch Cup
Catch cup biraz garip. Değirmenin genel tasarımına uygun şekilde tasarlanmış fakat hem estetik hem de fonksiyonel olarak belli sıkıntıları var. Estetik kısmı subjektif oraya girmiyorum. Fakat fonksiyonel olarak statiğe çok meyilli ve total çapı 58 mm'den daha küçük olduğu için alet portafiltreye olduğu gibi giriyor. Dolayısıyla portafiltreden çıkardığınız zaman sepetin çevresi boyunca kocaman bir boşluk kalmış oluyor. Her türlü wdt yapılacağı için çok sorun olmayabilir belki ama bence diğer çoğu catch cup tasarımında olduğu gibi ağzına yakın küçük bir çıkıntı ile bunun önüne geçilebilirdi. (64 serisinde catch cup daha hafif ve iç yüzeyi zımparasız olduğu için statiğe daha da meyilli. Sonraki partilerde iç yüzey düzeltilmiş diye bir şey duydum ama emin değilim)
Hopper
Geldik en çok eleştirilen parçaya, hopper. 78 serisinde bilindiği üzere 64 serisinden daha farklı bir materyal kullanılmış hopper için. Estetik olarak bence 78 serisi daha iyi ama fonksiyonel olarak ikisi de aynı kötülükte . En önemli sorun hopper açısı. Bu açı sebebi ile rdt yaparak attığınız kahvelerde hemen her zaman bazı çekirdekler hoppera yapışmış oluyor. Öğütüm bitmiş gibi olduğunda kapağı açıp o kalan 3-5 çekirdeği tekrar içeri ittirmeniz gerekiyor ve bu neredeyse rutin benim için. RDT yapmazsanız çok nadiren oluyor.
İkinci sorun popcorning. Hopperın içinde antipopcorn zamazingosu var güya ama kendine hayrı yok daha. Çekirdekleri koyar koymaz kapağı kapatmazsanız sıçrayan bir çekirdek tarafından kör edilme şansınız kesinlikle sıfır değil. Bu sebeple en iyi ihtimalle kapak yarı açıkken kullanmak gerekiyor. Espresso için ben slow feeding yapmıyorum dolayısıyla sorun yok. Fakat filtre öğütümlerinde slow feeding kullanıyorum, dolayısıyla o kapak bütün öğütüm boyunca yarı açık vaziyette kalıyor. Bu esnada da hopperın arka kenarı ile kapak arasında kalan minimal boşluktan geriye doğru çekirdek parçaları fırlayıveriyor. Bu sebeple değirmenin üstü hemen her zaman kahve partikülleri ile dolu oluyor.
Üçüncü sorun ise kapasite. Ben tam kapasitesini hiç ölçmedim ama kağıt üstünde 40-50 gr kapasitesi olduğu söyleniyor. Rutinde şahsen o hacimde öğütüm yapmıyorum. Fakat bu kapasite doğruysa bile kapağın yarım açık olduğu senaryoda o hacimde çekirdeği zaten koyamıyorsunuz hoppera. Espresso için 20 gr koyduğum anda ön yarısı olmuş oluyor zaten. Belki 40 gr koyduğunuzda o ağırlık nedeni ile popcorning olmayacaktır dolayısıyla kapak tam açıkken koyup sonra kapatabilirsiniz, bilemiyorum. Timemore sonradan kapasite arttırmak için 35 euroya ekstra bir aparat satmaya başladı. Kapasite artıyor fakat takılan çekirdeklere engel olmadığı yetmiyormuş gibi takılan çekirdekleri dürtmenizi de zorlaştırıyor büyük ihtimalle.
Retention
Gelelim retentiona. İlk duyrulduğu andan itibaren çoğu kişiyi etkileyen bir knocker tasarımı var ürünün. Hakikaten 1-2 tık çevirmesi çok keyifli. Değirmenin ağzında biriken kahve kalıntılarını çok efektif bir biçimde atıyor da. Bazı kullanıcılar bir miktar chaff ve fine partikülleri tuttuğu için bu zamazingoyu kasten kullanmayabiliyorlar, bu da ayrı bir avantajı gerçekten.
Bir youtuber'ın videosunda bu knocker tasarımının ergonomik olmadığına dair yorumunu görüp abartı bulmuştum. Ama hakikaten 1-2 tıktan fazlasını yapacaksanız garip bir biçimde bileğinize yük bindiriyor. Ki ben çoğunlukla 3-4 tık yapıyorum. Sırf bu işlemi kolay kılmak için çok çirkin bir kaç 3d tasarım bile yapılmış şimdiden. Eğer RDT kullanıyorsanız hopperda yaşadığınız sorunları burada az tıklayarak bertaraf edebilirsiniz. RDT yapmıyorsanız eğer öncesinde bileğinizi ısındırmanızda fayda var
Asıl retention
Gelelim beni bu değirmen ile alakalı en çok uyuz eden kısma. Çekirdek retentionu. Yukarıda knockerı anlatırken değirmenin ağzındaki partikülleri çok iyi attığını söylemiştim. Gerçekten öğütülüp de geride kalan kahve partikülü neredeyse hiç kalmıyor. Fakat sorun öğütülmeyen kahve çekirdeklerinde. Bütün flat burr değirmenlerde az ya da çok bu sıkıntı var diye biliyorum. Ben sadece df64 kullandığım için diğerleri için bir şey söyleyemem ama df64'te çok çok daha minimal oluyordu bu durum. Toplasan yarım çekirdek etmeyecek büyüklükte partiküller kalıyor gibiydi. Bu değirmende ise bazen 1-2 çekirdeğin öğütülmediği bile oluyor. Herhalde dişlilerin dik konumlanması ile alakalı olsa gerek bu fark. Makinenin neresinde sıkışıyor onu da anlayabilmiş değilim, auger'da fln belki. Ve böyle bir durumla karşılaştığınızı kesin olarak anlamanın bir yolu da yok. Çoğunlukla garip bir ses/rezonans oluyor ve bu içerde bir yerlerde çekirdek kalıntılarının olduğunu kesin olarak söylüyor size. Fakat hiç ses çıkmıyor olması içerinin tertemiz olduğu anlamına gelmiyor maalesef (low sensitivity, high specificity). Bunu şöyle örneklendirebilirim; ilk kullanımdan yaklaşık 2 hafta sonra makineyi temizlemeye niyetlendim. İçeride çekirdek kalmasın diye en inceden en kalına, en düşük rpm'den en yüksek rpm'e git-gel yapa yapa ses kesilinceye kadar uğraştım ve ardından makineyi açtım. Görüntü şu şekildeydi:
Bunun önüne geçmenin yollarını henüz tam bilemiyorum. RDT yapmak ile yapmamak arasında bu açıdan bir fark var mı ya da seasoning devam ettikçe azalır mı emin değilim. Ama değirmeni kullanırken hep bir ekstra uğraşa sebep oluyor benim için. Her kullanımdan önce incelik ayarını mutlaka ileri geri yapmak, rpm değerini yukarı aşağı yapmak ya da öğütüm sonrası her şey sorunsuz gözükse bile rpm'e bir küçük ara gaz yaptırmak ya da her ihtimale karşı 0.2-0.3 gr fazla çekirdek koymak gibi gibi.
Seasoning
Gelelim seasoninge. Ecnebi kanallarda söylendiği gibi gelişine 6-7 kg seasoning fln yapmadım. Elimde bu iş için sakladığım 500 gr kadar çekirdek vardı, onları kullanıp rutin kullanıma geçtim direk. O 500 gr ne işe yaradı, zamanla seasoning devam ettikçe ne oldu vs maalesef kadar güçlü bir damağım yok aradaki farkı söyleyecek kadar. Ama filtre demlemelerimden aldığım keyif her geçen gün artıyor onu söyleyebilirim(thx to slow feeding).
Tat Profili
Gelelim tat profiline. Filtrede asiditenin daha ön planda olduğu(CMD'ye göre) espressoda ise meyvemsi karakterlerin daha ön planda olduğu(Niche'e göre) bir tat profili mevcut. Değirmen geldiğinden beri espressoda %90 bu değirmeni kullanıyorum. Filtrede ise ortalık karışık. Bütün değirmenlerin tat profili çekirdeğine göre hoşuma gidiyor. Tadım konusunda yetkin olmadığım için bu partı kısa geçiyorum. Ama her ne kadar tat profilinden ötürü Sculptor'ı Niche'e tercih etsem de şimdilik Niche workflowda tokat manyağı yapar bunu