Kahve Dükkanları İnsansızlaşır Mı? Yeni Bir Starbucks Modeli: Pickup Cafe!
Starbucks dün yeni bir cafe modelini devreye soktu: pickup cafe! İlk dükkan New York’ta açıldı ve 2022’de 2 tane daha açılması planlanıyor. Sistem Amazon’un bir süredir kullandığı kasiyersiz “just walk away” (al ve uzaklaş?) teknolojisini kullanıyor. Manhattan’ın merkezindeki mağaza, hızlıca kahve veya atıştırmalık satın almak isteyen ama sırada vakit kaybetmek istemeyen müşteriler için tasarlanmış. Kafe; sandviçler, salatalar ve atıştırmalıklar dahil eksiksiz bir Starbucks menüsü sunuyor. Formatın adı da “Starbucks Pickup with Amazon Go”. Amazon-Starbucks işbirliği sadece satın alma teknoloji ile sınırlı da değil. Dükkanın içerisinde bir de Amazon Go market var ve kafenin oturma alanı da burada. Yani kafede oturmak isterseniz Amazon Go sistemine kayıt olmalısınız. Kafede oturmak için bile dijital iz ve kişisel veri bırakma mecburiyetinde olmak çok distopik değil mi?
Sistem nasıl işliyor: Kahvenizi bu yeni dükkandan alabilmek için Starbucks mobil uygulamasından lokasyonu (kafeyi) seçip içeceğinizi sipariş ediyorsunuz. Siz dükkana gittiğinizde içeceğiniz sizi tezgahta bekliyor. Devam eden içecek siparişleri, tezgahın üzerindeki dijital ekranda görüntüleniyor. Amazon Go market ve oturma alanına girmek için ise Amazon uygulamasındaki “mağaza içi kodu” kullanıyorsunuz, ardından Amazon One’a kayıtlıysanız kredi kartınızı takıyor veya avucunuzu taratıyorsunuz. Ürünler raftan aldığınızda sanal alışveriş sepetinize ekleniyor; geri koyarsanız, sepetinizden çıkarılıyor. Alışverişiniz bittiğinde elinizi kolunuzu sallayarak gidebiliyor veya oturma alanında vakit geçirebiliyorsunuz.
Değerlendirme: Geçen yıl Starbucks, üçüncü çeyrekte yatırımcılara pandemi nedeniyle gelirlerinde keskin bir düşüş yaşadığını ve ABD ve Kanada’da yüzlerce mağazayı kapatmayı planladığını söyledi. Ayrıca, kentlerde teslim alma noktaları açacağını ve bazı banliyö dükkanlarında arabalı sipariş (drive-thru) imkanı olacağını söylemişti. Şirket her ne kadar işten çıkarmalardan kaçındığını söylese de bulundukları dükkanda az personel olduğunu belirten çok fazla çalışan var. Dünyada giderek insansızlaşan bir ticaret trendi mevcut. Bu yeni ticaret/satış tarzının işsizliğin artmasında pay sahibi olması kaçınılmaz gözüküyor.
Bu kafe formatı özelinde bakacak olursak; kahveyi hala baristalar hazırlıyor ama müşteriyle teması tamamen kesilmiş, geri bildirimden yoksun bırakılmış bir baristanın uzun vadede işine yabancılaşması ve daha hızlı tükenmesi bence olası bir sonuç. Dükkanın New York gibi dünyanın en hızlı kentlerinden birinde açılması tabii ki tesadüf değil. Herkes her an koşturma halinde. “Merhaba, iyi günler, nasıl yardımcı olabilirim, frappucino istiyorum, içeceğiniz hazır, para üstünüz, teşekkürler” gibi bir diyalogu ortadan kaldırarak “zaman” kazanmak eminim birçok New York’luya çekici gelecektir. Belki inanması zor ama müşteriyi göz teması kurmak zorunda bırakmamak bile bu dükkan tasarımında önemli bir yere sahip.
Hayatı bir yarış gibi yaşamak oldukça yıpratıcı. Bu yarışı daha da hızlandırmanın insan deneyimine olumlu bir katkısı olacağını düşünmüyorum. Kahve tam da bu yarışı yavaşlatmanın bir aracı değil miydi? Her şeyi durdurup arkana yaslanmak ve kahvenin keyfini çıkarmak. Kapitalizm herhangi bir şeyden gerçek bir keyif almanın mümkün olmayacağı noktaya kadar bizleri zorlayacak gibi gözüküyor. Neyse ki nitelikli kahve hala zamana yayılabiliyor ve etkileşime izin veriyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Kaynaklar:
https://www.theverge.com/2021/11/18/22789116/starbucks-pickup-store-amazon-go-cashierless-technology
https://apos.to/i/turk-lirasi-eriyor
https://nypost.com/2021/11/18/starbucks-opens-first-cashlierless-cafe-in-nyc/
Onur Dinçer
Kahve ve kahve kültürü üzerine birtakım bilgiler, gezmeler, tadımlar ve videolar. Hayatla harmanlanır, taze servis edilir.