geçenlerde merak ettim reserve olaylarında şimdiki durumları nasıl diye.bilmediğim şeyleri de öğrendiğim için ve başlıkla uyumlu olduğu için yazmak istedim.
öncelikle starbucks'ın kalitesinin niye düştüğünü sorgulamak gerekiyor. çeşitli yerlerde de yazan şey şu; standardı, her şubede aynı tadı yakalamak. bu yüzden tek tip kavrum kahveleri var. kendileri açık-orta-koyu olarak ayırsa da hepsi koyunun da koyusu. ben de yıllar önce starbucks sayesinde nispeten düzgün kahve içmeye başladığım için ve o zamanlar kahveye eziyet etmedikleri için, o kahveleri düzgünce tadabildiğim için kendimi şanslı sayıyorum.
kahve dile gelse de konuşsa, nasıl eziyet ediyorlardır o çekirdeklere.
ben standardı yakalamaktan öte şöyle düşünüyorum; gıdada verim ile kalite arasında ters bir orantı vardır; biri düşerken diğeri yükselir. starbucks bu kadar mağaza açmayla, bu kadar hızla şubeleşmeye gittikleri için verimleri arttırmak zorunda kaldılar, bu da kalitenin düşmesine sebep oldu.
hatta geçen ekim ayında dur bi gideyim dedim. reserve değil, herhangi bir şubesine. french press için 1 porsiyonluk colombia narino kahvesini istedim, barista arkadaş yeni paketi açtıktan sonra öğüttü, zaten yıllardır bodum modellerini kullanıp satışı yapıyorlar starbucks'ta, yine bodum french press'te 4-5 dakika bekleyip doldurdum bardağa. işin kötü çıkacağını bildiğim için sütte istemiştim. yanmış, resmen telef olmuş çekirdekler. narino'da orta kavrum ama nasıl bir orta kavrumsa sanki ocağın üstünde yemeği unutmuşlar da tencere tamamen kararmış gibi bir tat.
hatta bu konuda starbucks'a açılmış dava bile var. kahveyi o kadar kavuruyorlar ki kahvede akrilamid dediğimiz kanserojen madde oluşuyor.
neyse, gelelim reserve olayına. şimdi bu firmanın güncel olarak 6 yerde reserve kavrum yerleri var; seattle, chicago, new york, shanghai, tokyo ve milano. burada dönemsel olarak bulunan kahveleri kavuruyorlar. kahvenin kalitesini hepimiz biliyoruz ama şubelerin mimarisi gerçekten çok iyi. çok iyi bir şekilde düşünülmüş, kahvelerin kalitesi dışında hiçbir eksiği yok. bu reserve kavrum şubelerinde kolektif bir şey amaçlamışlar; hem kavrum, hem kahvelerin demlenmesi. müşteriler gelip görsünler diye düşünmüşler, uygulamışlar.
türkiye'deki sitesinde seattle'daki özel kavurma diye bahsetmişler, galiba türkiye'deki reserve şubelerindeki kahvelerine buradaki kavrumlar geliyor.
şöyle bir şey var; italya'da ilk şubelerini 2018'de milano'da açıyor firma, italyanlar'ın yerleşik kahve kültüründen dolayı korkmuş olacaklar ki. ama bu şubenin mimarisi diğer reserve kavrum yerlerinden çok daha başka bir yerde. orada olsam sırf o harika mimarisi için giderdim. yani kahveyi boşverip, arama motorundan görsellerine baktığım zaman bile muhteşem şeyler uyandırıyor. bu konuda firmayı tebrik etmek lazım, zor bir pazar sonuçta. görünen o ki şimdilik italya'da tutunmuşlar, halen daha kapanmamış şubesi çünkü
bir de şu anki reserve'de satılan 2 adet dönemsel kahvelerin fiyatına baktım bir uygulama sayesinde, 157.90 lira olarak fiyatlandırma yapmışlar. büyük ihtimal sonraki dönemsel reserve(!) kahvelerinde de aynı fiyatı uygularlar. almaya değer mi? kesinlikle hayır.
kavrum olarak da şöyle bir şey yapıyorlar, birisi de çıkıp diyememiş ki biz kahvelerin canına okuyoruz, eziyet ediyoruz diye.
bir de bunlardan öte, benim de nedense çok sevdiğim birisi var; gürkan kumak. 2015 yılında starbucks'ın avrupa-orta doğu ve afrika barista şampiyonu olmuş birisi. bildiğim kadarıyla starbucks reserve palladium şubesinde çalışıyor. hep derim acaba gürkan bir gün starbucks'ı bırakıp kendi kahve firmasını kurup, nitelikli kahve işine girer mi diye. kim bilir, belki.