Vinsanity7
Barista
- Konum
- Kadıköy
- İsim
- Ferhat
Daha fazla
- İsim
- Ferhat
- Espresso Makinesi
- Profitec Pro 700 Flow Control, VBM Domobar Super Digital, Picopresso
- Değirmen
- Niche Zero, Fellow Ode Gen 2, HA64 SSP MP, Wilfa Uniform, Comandante C40, Pietro M Modal
- Ekipmanlar
- Moccamaster, Behmor Brazen Plus V3, Hario V60 02 Seramik, Kalita 155 Stainless Steel, Chemex, Bialetti Moka Pot
- Kahve Arkadaşlığı İstiyor musunuz?
- Evet
- Kahve Arkadaşlığı İl
- İstanbul
- Kahve Arkadaşlığı İlçe 1
- Kadıköy
2023 yılı itibariyle 35 yaşına geldiğimi yeni yeni idrak ediyorum, Cahit Sıtkı Tarancı’nın 35 yaş şiiri geliyor aklıma,
“Yaş otuz beş yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.”
Bir yandan nitelikli kahve yolculuğuma bundan yaklaşık 8 yıl önce, görece genç sayılabilecek bir yaşta başladığım için mutlu oluyorum, bir yandan da yolu yarılamış olmanın verdiği duygular ve kahveyle ilgili yeni ufuklar açıldıkça bazı deneyimler için geç mi kalıyorum diye endişe duyuyorum. Bu yolculuğa kahvenin çözünebilir instant kahveler veya Türk kahvesinden ibaret görüldüğü, Türkiye gibi nitelikli kahve tutkusuna sahip olan çok az insanın olduğu bir yerde, üstelik bazı cihazlara ve ekipmanlara ulaşmanın çok zor veya fiilen imkansız olduğu bir ülkede, sektörü domine eden kahve makinelerinin tamamının yurtdışında üretildiği ve döviz üzerinden fiyatlandırıldığı, benimse ancak Türk lirası cinsinden ve enflasyona karşı sürekli azalan bir gelir elde edebildiğim bu durumda bile devam etmeye çalışıyorum.
Her neyse tüm bu karamsar sayılabilecek tablodan kurtulup kendi durum muhakememi yapıp yolun ikinci yarısında ne yapabilirim, nasıl yapabilirimi düşünmeye başlıyorum. Yarına sağ çıkacağımız şüpheli olmakla birlikte 35 yaş şiirinden yola çıkıyoruz ya, ortalama 35 yıl daha kahve içebileceğimi farz ve kabul ediyorum.
Günde 2 kere 15’er gramdan 30 gram çekirdek filtre kahve için, 1 kere latte ve 1 kere espresso olmak üzere 20’şer gramdan 40 gram çekirdek espresso için, toplamda günlük azami 70 gram çekirdek kahve tükettiğimi, 365 günün 330 gününde ilave engellere ve mesleki seyahatlere rağmen bu rutini sürdürebildiğimi kabul ederek 330 x 70 x 35 = 808500 yani yaklaşık 800 kg kahve tüketeceğimi öngörüyorum.
Bugüne ait fiyatlarla ve basit bir hesapla kilosu ortalama 800 TL olan çekirdek tüketimi için 640 bin TL, kilosu ortalama 400 TL olan çekirdek tüketimi için 320 bin TL kahve harcaması yapmayı öngörüyorum. Şimdi bu bahsedilen hususlar muvacehesinde ekipmana ayırdığım veya ayırmam gereken bütçeye geliyorum. Şuanda sahip olduğum moccamaster ve sage precision brewer makineleri, hario, kalita dripper lar ve comandante ile belli bir seviyede filtre kahve içebiliyorum. Ama espresso tarafında maalesef böyle olmuyor. 9 bar OPV modifikasyonunu kendim yaptığım HX bir makine olan Nuova Simonelli Oscar II ve DF64 stock burr ile zaman zaman güzel espressolar içiyorum, ama kaçırdığımı düşündüğüm şeyler beni huzursuz edebiliyor. Bahsettiğim espresso ekipmanına ayırdığım bütçenin yine bugüne ait fiyatlarla yaklaşık 25 bin TL olduğunu görüyorum. Bütçeyi 50 bin TL civarına çıkarıp Bianca ve DF-64 SSP setine geçsem nasıl bir değişim olur bilmiyorum. Ancak nitelikli kahve çekirdeklerine ayırdığım bütçeyi düşününce 15-20 yıl kullanılabilecek üst seviye bir değirmen ve iyi bir espresso makinesine daha fazla bütçe ayırmanın bu yolculuğu daha güzel hale getirebileceğini düşünüyorum.
Bugünkü bilgim ve görgümle benim için en üst noktalar sayılabilecek Monolith flat max veya Weber eg1 gibi bir değirmen, LM GS3, Slayer veya R Nine One gibi bir makine için 200-250 bin TL civarında bir bütçe gerektiğini görüyorum. Bu ekipman yatırımı bundan sonraki yolculuğu ne kadar iyileştirecek onu düşünüyorum. Tabi bunu yaparken makro ekonominin temel kurallarından olan azalan verimler yasasını (diminishing returns) kesinlikle göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ama bir yandan da yolun yarısında olduğum, şimdi harekete geçmezsem belki geç kalacağım ve yolun ikinci yarısını da heba edebileceğim düşüncesi oluyor.
“Yaş otuz beş yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.”
Bir yandan nitelikli kahve yolculuğuma bundan yaklaşık 8 yıl önce, görece genç sayılabilecek bir yaşta başladığım için mutlu oluyorum, bir yandan da yolu yarılamış olmanın verdiği duygular ve kahveyle ilgili yeni ufuklar açıldıkça bazı deneyimler için geç mi kalıyorum diye endişe duyuyorum. Bu yolculuğa kahvenin çözünebilir instant kahveler veya Türk kahvesinden ibaret görüldüğü, Türkiye gibi nitelikli kahve tutkusuna sahip olan çok az insanın olduğu bir yerde, üstelik bazı cihazlara ve ekipmanlara ulaşmanın çok zor veya fiilen imkansız olduğu bir ülkede, sektörü domine eden kahve makinelerinin tamamının yurtdışında üretildiği ve döviz üzerinden fiyatlandırıldığı, benimse ancak Türk lirası cinsinden ve enflasyona karşı sürekli azalan bir gelir elde edebildiğim bu durumda bile devam etmeye çalışıyorum.
Her neyse tüm bu karamsar sayılabilecek tablodan kurtulup kendi durum muhakememi yapıp yolun ikinci yarısında ne yapabilirim, nasıl yapabilirimi düşünmeye başlıyorum. Yarına sağ çıkacağımız şüpheli olmakla birlikte 35 yaş şiirinden yola çıkıyoruz ya, ortalama 35 yıl daha kahve içebileceğimi farz ve kabul ediyorum.
Günde 2 kere 15’er gramdan 30 gram çekirdek filtre kahve için, 1 kere latte ve 1 kere espresso olmak üzere 20’şer gramdan 40 gram çekirdek espresso için, toplamda günlük azami 70 gram çekirdek kahve tükettiğimi, 365 günün 330 gününde ilave engellere ve mesleki seyahatlere rağmen bu rutini sürdürebildiğimi kabul ederek 330 x 70 x 35 = 808500 yani yaklaşık 800 kg kahve tüketeceğimi öngörüyorum.
Bugüne ait fiyatlarla ve basit bir hesapla kilosu ortalama 800 TL olan çekirdek tüketimi için 640 bin TL, kilosu ortalama 400 TL olan çekirdek tüketimi için 320 bin TL kahve harcaması yapmayı öngörüyorum. Şimdi bu bahsedilen hususlar muvacehesinde ekipmana ayırdığım veya ayırmam gereken bütçeye geliyorum. Şuanda sahip olduğum moccamaster ve sage precision brewer makineleri, hario, kalita dripper lar ve comandante ile belli bir seviyede filtre kahve içebiliyorum. Ama espresso tarafında maalesef böyle olmuyor. 9 bar OPV modifikasyonunu kendim yaptığım HX bir makine olan Nuova Simonelli Oscar II ve DF64 stock burr ile zaman zaman güzel espressolar içiyorum, ama kaçırdığımı düşündüğüm şeyler beni huzursuz edebiliyor. Bahsettiğim espresso ekipmanına ayırdığım bütçenin yine bugüne ait fiyatlarla yaklaşık 25 bin TL olduğunu görüyorum. Bütçeyi 50 bin TL civarına çıkarıp Bianca ve DF-64 SSP setine geçsem nasıl bir değişim olur bilmiyorum. Ancak nitelikli kahve çekirdeklerine ayırdığım bütçeyi düşününce 15-20 yıl kullanılabilecek üst seviye bir değirmen ve iyi bir espresso makinesine daha fazla bütçe ayırmanın bu yolculuğu daha güzel hale getirebileceğini düşünüyorum.
Bugünkü bilgim ve görgümle benim için en üst noktalar sayılabilecek Monolith flat max veya Weber eg1 gibi bir değirmen, LM GS3, Slayer veya R Nine One gibi bir makine için 200-250 bin TL civarında bir bütçe gerektiğini görüyorum. Bu ekipman yatırımı bundan sonraki yolculuğu ne kadar iyileştirecek onu düşünüyorum. Tabi bunu yaparken makro ekonominin temel kurallarından olan azalan verimler yasasını (diminishing returns) kesinlikle göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ama bir yandan da yolun yarısında olduğum, şimdi harekete geçmezsem belki geç kalacağım ve yolun ikinci yarısını da heba edebileceğim düşüncesi oluyor.
Son düzenleme: