• Mayıs Ayı Kahve Kulübü Toplu Alım Organizasyonu
    Sevgili Ziyaretçi Mayıs ayı Kahve Kulübü ortak alım firması sizlerin oyları ile Meet Lab Coffee olarak seçildi. Bu konudan Şubat ayı toplu alımı ile ilgili gelişmeleri öğrenebilirsin. Kahve Kulübü toplu alımı ve kulüp ile ilgili gelişmelerden, özel indirimlerden, yayınlardan hızlı bir şekilde haberdar olmak için buradan Whatsapp Kanalına katılmayı, Instagram ve Twitter adreslerinden bizi takip etmeyi unutmayın.
  • Telefon numaranızı paylaşmadan Kahve Kulübü duyurularından, güncel indirim ve kampanyalardan haberdar olmak istiyorsanız Bu Linke tıklayarak Kahve Kulübü Whatsapp Kanalını takip edebilirsiniz.

Kahve Dükkanları, Dükkanda Bilgisayarla Çalışılmasına Engel Olmalı mı? (Perfect Daily Grind Yazısı)

orkunustel

Barista
Konum
İstanbul
İsim
Orkun Üstel
Ülkemizde de örneklerini daha öncelerde görmüştük. Perfect Daily Grind'da aynı konuya değinen bir makale görünce, böyle durumların aslında küresel bir durum olduğuna bir kez daha dikkat ettim. Bir tartışma yaratmak için değil, bu yazıyı paylaşarak iki tarafında birbirini anlaması için konuyu yazdım. Ve böyle düzenlemelerin yerel değil küresel oluşu da aslında Türkiye'de yeme içme sektörünün hem işletmelerce hem çalışanlarca ne boyutta zorlayıcı olduğunu da bir yandan göz önüne çıkartıyor tekrar.

Fikirlerimiz bir yana, yazı bir işletmenin yaptığı düzenlemeleri işletme ölçeği üzerinden değerlendirme yapmamız gerektiğini sunuyor. Ben bu konuda oldukça gri tarafta kalıyorum. Ama işletme ölçeği özelinde işletmeleri değerlendirmek ve anlamak önceliğim benim. Zira Starbucks ve benzeri zincir kahve dükkanları ile mahallede açılmış butik bir kahvecinin sunduğu olanakları bir tutmak çok haksızlık olur. Okuyanların, okumayaların fikirlerini merak ediyorum.

Yazı: Should coffee shops ban laptops?
 
Ben de gri taraftayım.
Müşteri gözüyle baktığımda, kahvemi alıp bir kaç işimi rahat bir ortamda yapmak için güzel bir mekan seçmek isteyebilirim. bir yandan kahvemi yudumlayıp bir yandan tablet/laptop ile vakit geçirmek müşterinin doğal hakkı. tabi ki suistimal edilmesi durumu fazlasıyla mevcut.
İşyeri açısından bakınca, haddinden fazla masa işgali yüzünden kaybolan müşteri, eğer priz kullanımı vs de varsa ekstra elektrik gideri. hoş karşılanacak bir durum da değil.
ülkemizde yavaş yavaş yaygınlaşan "workstation" lar var, günlük/saatlik masanı kiralayıp kiosktan ya da büfeden kahveni alıp çalışabildiğin ortamlar. bunlar yaygınlaşırsa belki kafelerde gereksiz işgaller azalır.
ama dediğim gibi gri taraftayım. suistimal edilmedikçe müşteri dilediği gibi oturabilmeli. karşılıklı anlayış ve vicdan meselesi.
 
Misafir olduğum yerde böyle bir uygulamayı hakaret sayarım, bir daha ziyaret etmem. Eğip bükmeye gerek yok, benim nazarımda saçmalıktır. Menü fiyatlarını güncellersin, kurtaracak duruma getirirsin tamam, ama aldığım ya da alacağım hizmetle ilgili sınırlamalara allerjim var.
Ayrıca:

366x218-1643927080106.jpg

Bu yazıyı görüp de oturan kişinin kendine saygısı olmadığı yönünde yorumlar okudum, yorumu yapanlar bence çok haklılar... :)
 
Bu konuyu çözmesi zor biraz. Coffee shop sahibi arkadaşım var, dolayısıyla bir tane kahveyle saatlerce oturan müşterinin iyi bir şey olmadığını biliyorum, özellikle de sadece birkaç masası bulunan ufak işletmeler için. Ama bir müşteri olarak dışarıda kahve içmek istediğimde benim hayal ettiğim de böyle bir tecrübe :

e50ea52837780b47d86c5b3d1652f827.jpg


Dolayısıyla ben mekan problemi olmayan işletmelerin mekanlarını ikiye bölmesi taraftarıyım. Bir bölümü elektrik prizi bile bulunmayan sadece yiyecek / içecek odaklı, ferah bir yerleşime sahip, diğeri ise çalışmak isteyen kişilerin kullanabileceği muhtemelen daha sıkışık bir yerleşime sahip bir bölüm. Keza çalışma kısmı saatlik ücrete sahip olmalı (saatlik ücret hem müşteri vicdanı hem işletmeci stresini azaltacaktır diye düşünüyorum). Saatlik ücret konusu mekanın tamamına dayatılmadığı sürece bence çok da problem değil. Tercih meselesi olur.

Ben her iki senaryoyu da dönem dönem isteyen biriyim ancak ne sakince kahve içilebilecek bir mekan var ne de kendinizi rahatsız hissetmeden çalışabileceğiniz bir mekan. Müşteri de mutlu olmalı, işletme de. Eğer bunun için bazı alışkanlıkların, işleyişlerin değişmesi gerekiyorsa öyle olacaktır. @puspus 'un dediği gibi karşılıklı anlayış ve vicdan meselesi.
 
Ben gri tarafta değilim, işletmeler topluca laptop yasaklamaya zorlarsa müşterileri olarak bunu kabul etmem. Sonuçta bir bilgisayar mühendisi olarak çokça zorunluluktan dolayı cafede çalışmışımdır. Ama bunu yaparken sağduyulu davranarak bunu sağlayan yerlere giderim, sağlayamayan yerlerede laptop götürmem benim kafamda bu yıllar önce ayrılmış bir kategoridir çünkü.
Ayıramayan kişiler illaki çıkar ve işletmelerin buna kişisel olarak önlem almasını tabiki desteklerim, sonuç olarak 20 kişilik bir alanı uzun süre bir kahve ile meşgul eden bir kişi zarar verir.
Bunun için müşteri kaybetmeyecek çözümler üretmek işletmelerin sorumluluğu.
işletmeler hem müşteri kaçırmadan hemde çekici olabilecek çözümler bulabilir.
Örneğin yanımda ufak bir kafe var ve çokça boş olduğunu görüyorum orada bilgisayarım ile çalışmak isterim. Fakat işletmeye zarar olmasın diye saat başı çay kahve içersem bana ağır gelir bu, bilgisayar ile oturmaya saatlik ücret koyulursa ve bana uygunsa bazı günler çalışmaya ise çekinmem.
 
Son düzenleme:
Örnek vereyim yaşadığım yerde Gloria Jeans var, 2 bölümden oluşuyor, biri bar tarafı yani içerisi, 2 uzun toplantı masası var, üzerinde priz var tüm masaya yetecek kadar, diğer bölüm ise dışarıdaki alan prizin olmadığı 4 kişilik masalar daha sıkı düzen planlanmış, dışarıdaki alanda saatlerce oturmak mümkün değil zaten insan bir zaman sonra sıkılıyor ne kadar muhabbet sarsa da başka yere gitmek gezmek falan isteniyor ve müşteri akışı da ona göre, çok yoğun olursa zaten normal olarak gelen başka kafelere yöneliyor bu da orada oturanların suçu değil, genel bir yoğunluk. Böyle bir çözüm olabilir.
 
geçen sene hemen hemen her haftada 1 gün nişantaşı'daki butik sayılabilecek bir cafeye gidip, sabah 9-öğleden sonra 15 arası çalışmış biri olarak müşteri tarafında olduğumu söyleyebilirim. bu işin çözümü çok basit, insanlar gelip saatlerce masayı meşgul etmesin mi istiyorsun masa koyma, ya da şu kokteyl masalarından koy böylelikle insanlar gelip laptopunu koyamasın. yeriniz biraz genişse çalışma alanı da oluşturabilirsiniz, benim gittiğim yer çok ufak olan 2. katında böyle bir yer dizayn etmiş insanlar gelip çalışsın diye. sebebi ne olursa olsun, müşterinin mekanda zaman geçirme süresine karışılmasına karşıyım. unutulmamalı ki 1-1,5 sene önce bu mekanlar aman 1 kişi gelsin de isterse 20 saat otursun diyecek durumdaydı. yukarıdaki arkadaşların dediği gibi, uyarı levhası konulan ya da sözlü/ima yolu ile müşterilerin bu konularda uyarıldığı mekana bir daha adımımı atmam.
 
Bazen evde yalnız kalıp sessizlik içinde çalışmak yerine böyle ortamlarda çalışmanın ayrı bir keyfi olduğunu düşünüyorum. Toplum içerisindeyken binbir çeşit fikir üretilebiliyor aslında. Fakat ben genelde bunu yapmıyorum. Özellikle artan masraflar sebebiyle artık işletmeyi daha fazla düşünmemiz gerekiyor.
 
Çok güzel görüşler çıkmış.

Öncelikle evet her zaman doğru iletişim, doğru servis ve doğru hizmet işletmelerin sorumluluğundadır. O noktada hepimiz hem fikirizdir. Yazıda işletme tarafının da anlaşılması namına güzel noktalara değinilmiş. Elektrik faturalarının, genel olarak faturaların sert zamlarını düşündüğümüzde gri kalmamın sebebi de bundan dolayı büyük ölçüde. Bir yandan iyi ekonomisi olan ülkelerde dahi böyle uygulamalar olunca, böyle konularda düşünce pratiği yapmak, karşılıklı anlayış göstermek de çok önemli bir boyut kazanıyor ülkemizde. Ama başında söylediğim şey hep geçerli. Doğru iletişim, doğru servis ve doğru hizmet ne olursa olsun işletmenin sorumluluğu olan bir şey. O değişmemeli hiç bir şekilde.
 
Kahvesi için gittiğim yer başka, çalışmak için gittiğim yer başka

Evde bile çalışırken içmek için demlediğim kahve başka, film izlerken içtiğim başka, kulaklığımı takıp müzik dinlerken içtiğim kahve bam başka.

Soru neydi ben kaçırdım sanırım ?

Yakın zamanda haberler de gördüm, bazı kafe vb. işletmeler elektrikli ısıtıcıları ücret ile açmaya başlamışlar. Aslında bir bardak kahvenin ücretinde kahve den çok işletme giderlerinin maliyeti var. Denklem basit, yaa kahvenin fiyatı artacak yada işletme giderlerini düşürecek çözümler olacak (laptop yasağı, masa ücreti vs)
 
Son düzenleme:
Ben de işin gri tarafındayım. Planlamalarımı gerçekleştirirken de bu gri taraftan yararlanmaya çalışıyorum.

Sohbet muhabbet için alınan kısım her ne kadar ferah ve oturmaya keyifli de olsa, çalışmak için olan kısım workstation gibi olmalı ve sessizlik içermeli diye düşünüyorum.

Kahveyle ilgilenenler için küçük bir bar,
Sohbet etmek isteyenler için ayrı ve alçak masalı alanlar,
Çalışmak isteyenler için, ilk içeceğin ücretsiz olduğu ama alanın ücretli olduğu sessiz ve rahat çalışma masalarının olduğu bir kısım.

Benim ideal düşüncem budur.
 
Son düzenleme:
Bu gibi konularda görüşüm her zaman net, müşteri hizmet aldığı mekanda rahatsız edilmemeli, zorlanmamalı veya baskı altına alınmamalı. Bunu söylerken hem senelerdir kafelerde müşteri olarak çokça bulunmuş, hem de işletmeci/çalışan olarak fazlaca mesai harcamış (ve harcamaya da dolaylı olarak devam eden) biri olarak söylüyorum.

Bizde kafe kültürü tam olarak oturmuş değil, tanım kazanmış da değil ayrıca bunu da belirtmek gerekiyor. Yani demek istediğim, kendimize özgü kafe kültürümüz yok (kahvehaneleri bu bakımdan değerlendirme dışı bırakıyorum). Baktığımız zaman Avrupa'daki, Amerika'daki kafe formatlarını ya yarım yamalak kopya etme, ya da marka temsilciliği alma şeklinde ülkemizde son yıllarda epey yaydık. Ancak bunları işletirken zihniyetimiz genel itibariyle değişmiyor. Nasıl ki bir mahalle esnafı ''almayacaksan ne meşgul ediyon, dükkanın önünü kapatma'' gibi yaklaşımlar sergiliyorsa, biz de bu kafeleri işletirken aynı hareketleri yapıyoruz ülkece. Halbuki çözüm basit. Dükkanı tasarlarken bunları göz önüne alsak mesela kalmıyor.

Bakınız örneklerine mesela, ders veya iş çalışılabilecek kafelerde priz olsun, masa düzeni olsun düşünülüp buna göre yapılmış. Çalışmaya müsait mekanlar ve bu felsefedeki markalar geniş, rahat ve planlı bir yapıda. Ne çalışan, ne işletmeciler, ne de misafirler bu bakımdan rahatsız olmuyor ve karşı karşıya gelmiyor. Ancak normal bir kafede çalışma olayları istenmiyorsa zaten küçük masa dekorlu, biraz mesafe olarak yakın oturma planı uygulanıyor. Böyle bir yerde de kimse kitabını okumak için veya laptobuyla çalışmak için ısrar etmiyor. Bu gibi sorunlar zaten normal bir mekandan kaynaklanmıyor. Plansızca açılmış, hedef kitlesini belirlememiş, amacı hem yemek, hem içecek, hem de her türlü gıda satma olayını icra etmek isteyen yerlerden kaynaklanıyor.
 
Zorda kalmadıkça cafelere çalışmak için gitmiyorum. Butik işletmelerin dertleri de anlaşılır şeyler. Lakin bendeniz bu vesileyle sadece cafelerin değil neredeyse her butik işletmenin işletemediği bir sürece işaret etmek istiyorum.

Butik kahveciler, organik ürün üreticileri vs. bu tarz işlerin sahipleri, yaptıkları işlerin ne kadar değerli olduğunu anlatıyorlar, haklılar da, hem zaten anlatmalılar da. Zaten müşterileri de yapılan işi takdir ediyorlar. Bu iletişim, büyük ölçekli şirketlerin müşterileriyle kuramayacağı samimi ilişkilere evriliyor. Çok da güzel oluyor.
Lakin bir noktadan sonra, iş sahipleri; butik bir işletmenin getirdiği maddi-manevi zorlukların yükünü müşterilere dayatmaya başlıyorlar.
"Başımızda şöyle zorluklar var, ekonomi şöyle, bunlar böyle"
Tamam da, bana ne?
Samimi bir müşteri ilişkisi ile, işletme sahibinin şımarık bir çocuk gibi davrandığı ilişki türü arasında fark var.
Eğer işletme bu tür zorluklar ile karşılaşıyorsa, buna karşı aksiyon almak işletmenin görevi. Fiyatlarla oynarsın, esnaflık yaparsın, oturma düzenini değiştirirsin, dekorasyonu değiştirirsin, beyin fırtınası yaparsın.
Benim müşteri olarak görevim maddi-manevi yapabildiğim kadar destek olmak; gönüllü reklam yapmak ve işletmenin sorunlara bulduğu çözümlere uyum sağlamaktır vesairedir.
Butik bir işletmenin bunalımlarını yüklenmek, çözüm sancısı hissetmek benim işim değil ki?
Nacizane, böyle bir durum var benim gördüğümce.
 
Bu konuyu bende çok merak ediyorum.
Bir mekanda 5 - 6 saat oturup bir filtre kahve içerek çalışanlar var. Örnek verelim mekanın 5 masası var. Birisi geldi ve bir masayı 2 saat bile kapatsa burada büyük bir zaman kaybı olur. Mekan o sırada boş oluyordur müsait masalar vardır o zaman durum farklı.
Arada sırada kafede kendi bilgisayarımla çalışıyordum. Sırf bu yüzden ortak çalışma masasını kullanıyordum.

Kafelerin ortak çalışma masalarını kurması buna izin veriyor olmaları anlamını çıkartıyorum.

Ayrıca bir starbucks'a gittiniz diyelim. 10 kişi çalışıyor olsa 10 bilgisayar + telefon ile internet kullananlar oluyor. Sayfa açsan açılmıyor
:)
Fakat daha küçük ölçekli bir mekanda daha iyi internete sahip olabiliyorsun.
:)
 
Bu konu çokça söylendiği gibi coffee shop'un olanaklarına kalıyor sanırım; oturma alanları elverişliyse laptopuyla vakit geçiren müşteri pek sorun yaratmayacaktır ama butik kafeler söylediğiniz gibi bunu kaldıramayabilir. Bunu demekle beraber İzmir'de laptopla oturmanın yasak olduğu bir kafe var oysa alanı oldukça yeterl; uzun süre müşterisi olmama rağmen arkadaşlarımı oraya gitmeye ikna edemiyorum. Bu soru sanırım "Kafe mi müşterisini seçer müşteri mi kafeyi?"ye kadar gidebilir :D
 
Geri
Üst