• Nisan Ayı Kahve Kulübü Toplu Alım Organizasyonu
    Sevgili Ziyaretçi Nisa ayı Kahve Kulübü ortak alım firması sizlerin oyları ile Parsa Coffee olarak seçildi. Bu konudan Şubat ayı toplu alımı ile ilgili gelişmeleri öğrenebilirsin. Kahve Kulübü toplu alımı ve kulüp ile ilgili gelişmelerden, özel indirimlerden, yayınlardan hızlı bir şekilde haberdar olmak için buradan Whatsapp Kanalına katılmayı, Instagram ve Twitter adreslerinden bizi takip etmeyi unutmayın.
  • Telefon numaranızı paylaşmadan Kahve Kulübü duyurularından, güncel indirim ve kampanyalardan haberdar olmak istiyorsanız Bu Linke tıklayarak Kahve Kulübü Whatsapp Kanalını takip edebilirsiniz.

Film Önerileri, İnceleme ve Eleştirileri

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Sensei
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Baştan aşağı olağanüstü yazı, eline emeğine sağlık hocam.


Bende yazdığınız filmlere ek olarak Umut Limanı, Umudun Öteki Yüzü ve Alacakaranlıktaki ışıklar filmlerini önerebilirim, Aki Kaurismaki benim en beğendiğim İskandinav yönetmenlerinden biridir.
Hocam Kaurismaki herkese hitap etmiyor ama hitap eden de çok seviyor :) Helsinki'ye gittiğimde Kaurismaki kardeşlerin sahibi olduğu Kafe Mockba'ya da gitmeye çalışmıştım ama resmi tatil olduğu için başarılı olamamaıştım. Şimdi baktım kapanmış. Kısmet değilmiş...
 
söz mubi'den açılmışken bende krzysztof kieslowski filmlerini tavsiye edebilirim, her filmi muhteşem ama şu an mubi de olan üç renk (kırmızı - beyaz - mavi) ve veronica'nın ikili yaşamı mutlaka seyredilmeli. bunun yanında dekalog bölümlerini de öneririm.
 
Jazz sevenler, Jazz’a ilgi duyanlar ya da Jazz’ı tatlı bir film eşliğinde öğrenmek isteyenler için güzel iki film önerisi sunmak isterim:
“Soul” animasyon filmi, 7’den 77’ye herkesi içine çekebilecek nitelikte bir film.
“The Legend of 1900” filmi
Her ikisi de nitelikli filmler
 

Ekli dosyalar

  • IMG_5947.jpeg
    IMG_5947.jpeg
    481.2 KB · Görüntüleme: 13
  • IMG_5948.jpeg
    IMG_5948.jpeg
    259.3 KB · Görüntüleme: 13
Üniversitedeyken Sezai Karakoç'un Liliyar diye bir şiirini okur dururdum, bir çok şiir gibi depresif duygulara sebep olurdu. Sonra öğrendim ki bu şiiri Sezai Karakoç bir filmi izledikten sonra, o film için yazmış. Filmi de izleyince şiir birden değişiverdi.

1953 yapımı Lili -Karnaval Kızı da diyorlar- diye bir film, bir tavsiye.

 
Elinize sağlık @Arıcı müthiş özetlemişsiniz,
Baktığımızda, İskandinav sinemasında işlenen konular ağırlıklı olarak bireyin topluma yabancılaşması ve bunun yol açtığı melankoli, kimlik arayışı, görsel sanatların yapaylığı, burjuvazinin yarattığı sorunlar, iklim krizleri, göçmenlik gibi temalardır.
Bunların dışında konular işleyen, ağırlıklı kara komedi üzerinde duran danimarkalı Anders Thomas Jensen 'i önerebilirim. İskandinavlar içerisinde benim favorimdir. Men & Chicken / Adams aebler / De gronne slagtere çok keyifli filmler.
Hatta bu abimizin bize bayrakları astıran kısa filmini de ekleyeyim


Bunlar dışında iskandinav polisiyelerine eşim fena sardı. Bahsettiğiniz mistik, soğuk atmosfer, cinayet, polisiye senaryolara çok yakışıyormuş/:
 
Elinize sağlık @Arıcı müthiş özetlemişsiniz,

Bunların dışında konular işleyen, ağırlıklı kara komedi üzerinde duran danimarkalı Anders Thomas Jensen 'i önerebilirim. İskandinavlar içerisinde benim favorimdir. Men & Chicken / Adams aebler / De gronne slagtere çok keyifli filmler.
Hatta bu abimizin bize bayrakları astıran kısa filmini de ekleyeyim


Bunlar dışında iskandinav polisiyelerine eşim fena sardı. Bahsettiğiniz mistik, soğuk atmosfer, cinayet, polisiye senaryolara çok yakışıyormuş/:

Anders Thomas Jensen‘i bilmiyordum, siz söyleyince araştırdım. Kendisi In a Better World filminin senaristiymiş aynı zamanda.
Kısa filmini az önce izledim.
Diğer filmlerine muhakkak göz atacağım.
 
Son dönemde izlediğim filmlerden The Seed of Sacred Fig özellikle İran filmleri sevenlerin ilgisini çekecektir . Akıcı bir öyküsü örüntüsü var. Biraz uzunca

 
Güncel olanları hepimiz takip ediyoruz. İzlemeniz gereken filmler olarak aklıma geldikçe, eklerim.

Mandariinid.. kesin ve net izlemelisiniz.
Le trou... özellikle çekim yılına göre değerlendirdiğinizde, hapishane filmlerin atasıdır.
Brimstone... biraz sizi yorabiliyor, sıkabilir ve boğabilir.. iyi filmdir.
Layer Cake... patlamış mısır çekirdek cola aksiyon bol.
Disconnect.. farklı bir tarzıyla izlemeye değer.
I Origins.. sarsıcı bir film.
Trade... sarsıcı bir film
13 Tzameti .. ne ara bitti dersiniz.
Intacto.. gelecekte bir bahis dizisi veya filmi çekilirse bu filmden örnekler alınır.


Olabildiğince gizli kalmış, gözden kaçmış hak ettiği değeri görmemiş bulduklarımı eklemeye devam edeceğim.
 
Son düzenleme:
Güncel olanları hepimiz takip ediyoruz. İzlemeniz gereken filmler olarak aklıma geldikçe, eklerim.

Mandariinid.. kesin ve net izlemelisiniz.
Le trou... özellikle çekim yılına göre değerlendirdiğinizde, hapishane filmlerin atasıdır.
Brimstone... biraz sizi yorabiliyor, sıkabilir ve boğabilir.. iyi filmdir.
Layer Cake... patlamış mısır çekirdek cola aksiyon bol.

Mandalin en sevidiğim filmlerden. Film müziğinide çok severim.
Le trou ve Brimstone a bakacağım. Lakin mandalin öneren kişi güzel film öneriyor demektir benim için.
Layer cake zaten bildiğim bir film.
 
Jazz sevenler, Jazz’a ilgi duyanlar ya da Jazz’ı tatlı bir film eşliğinde öğrenmek isteyenler için güzel iki film önerisi sunmak isterim:
“Soul” animasyon filmi, 7’den 77’ye herkesi içine çekebilecek nitelikte bir film.
“The Legend of 1900” filmi
Her ikisi de nitelikli filmler
Tüm bu şehir, sonunu göremiyorsun. Son, lütfen, lütfen bana onun sonu nerede gösterir misin.?
Beni durduran gördüklerim değildi, görmediklerimdi.
Bu koca şehirde bir sondan başka her şey vardı. Ama bir sonu yoktu.
Görmediğim şey ise, bütün her şeyin nerede son bulduğuydu. Dünyanın sonu…
Piyanoyu ele alalım. Tuşlar başlar, tuşlar biter. Bilirsin ki onlardan seksen sekiz tane vardır. Hiçbiri sana farklı bir şey söylemez.
Onlar sınırsız değildir. Sınırsız olan sensindir.
Ve bu seksen sekiz tuş üzerinde yapabildiğin müzik sınırsızdır. Ben bundan hoşlanıyorum. Bununla yaşayabilirim.
Beni geminin iskelesine getiriyorsun ve önüme milyonlarca ama milyonlarca tuşu olan bir piyanoyu itiyorsun. Bu piyanonun tuşları sınırsız. Ama eğer sınırsız sayıda tuşu varsa o zaman o piyanoda çalabileceğin hiç bir müzik yoktur. Yanlışın var dostum. Bu tanrının piyanosu.
Caddeleri görmüyor musun, orada binlerce cadde vardı.
Nasıl yapıyorsunuz?
Yalnızca birini nasıl seçiyorsunuz?
Bir tek ev, kendinin diyebileceğin bir toprak parçası ve seyredebileceğin bir tek manzara…
Ölmek için bir tek yol..!
Bütün bu dünya nerede biteceğini bilmeden üzerine yükleniyor. Nerede sona ereceğini bile bilmiyorsun. Yalnızca bunu düşünerek parçalanacağından hiç korkmadın mı?
Onun içinde yaşamanın muazzamlığını.
Ben gemide doğdum. Ve Dünya benim yanımdan gelip geçti. Ama her seferinde iki bin kişi. Ve burada arzular vardı. Ama asla geminin pruvası ile kıçı arasına sığabileceğinden daha fazlası değil. Mutluluğunu sınırsız olmayan bir piyano çalarak yaşarsın. Ben bu şekilde yaşamayı öğrendim. Kara, kara benim için fazla büyük bir gemi. Çok güzel bir kadın, çok uzun bir yolculuk, çok yoğun bir parfüm. Onun müziğini nasıl yapacağımı bilmiyorum. Bu gemiden ayrılamam ben. En iyisi yaşamıma burada nokta koymak. Hem ben, hiç kimse için var olmadım.
 
Geri
Üst