Yanındaki kahveci abimiz kimdir, camiada tanınan biri mi? 1 haftadır kendisini ana sayfamda görmeye başlamıştım çünkü. "Kahvenin kalbi espresso" gibisinden videosu vardı. Biraz bakmak istedim fakat 15-20 sn dayanabildim. Kötü değildir belki izlemediğim için bir şey demem yanlış olur ama tarz olarak kamera arkasıyla sürekli kakara kikiri yapılan videoları izleyemiyorum.
Google'a evolution blend yazınca bu adamı sapiensin kurucusu zannettim.Özete geleyim, bir harman yapmışlar ve adına da “Evolution Blend” koymuşlar. Hoş, olabilir. Ama senelerdir Coffee Sapiens’in ürün yelpazesinde olan Mutation Blend ve Evolution Blend varken bu şekilde reklam kokan hareketlerle bunu lanse etmeleri hiç etik değil.
Bugün de buna gülüp geçiyorum. Sapiens’i de haberdar edeyim bari durumdan.
Bence detaylara çok takılmadan destek olmak isteyen alabilir. Evrim Ağacı'nın desteklenmesi gerek bir platform olduğunu düşünüyorum, ülkemizdebilime sistematik olarak savaş açıldığı dönemdeyiz.
https://youtube.com/shorts/aunvdyiNhTs?feature=share denenmişŞu blendi alıp da deneyecek cengaver çıkar mı acaba?![]()
Size açıkçası katılmıyorum. Bilimi popüler düzeyde de olsa anlatan platformların desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Adnan Oktar, Caner Taslaman vb şarlatanların toplumun büyük kesimlerinden destek aldığını düşününce, bilimi sadece küçük bir komüniteye indirgemenin tek yöntem olmaması gerektiğni düşünüyorum. Popüler bilim anlatımı desteklenmediğinde bu kanalı din sosuyla, toplumun ilgisini çekmeyi başaran şarlatanlar dolduruyor.Konuya bilim özelinde yaklaşacaksak bahsettiğiniz yöntemle bilimi desteklemiş olmayız. Bilimin zaten Evrim Ağacı markası ile (evet, Evrim Ağacı marka tescili yapılmış bir marka) işi yok. Bilim dediğimiz şey tezlerle, alanda yapılan araştırmayla ve literatürle ilgilidir. Bilimi desteklemek istiyorsanız YÖK tez veritabanından tezleri okuyup literatürün güncelliğini eleştirel anlamda ele alabilirsiniz kültürel açıdan, hatta şartlarınız uyuyorsa eleştirileri makale olarak da yayınlayabilirsiniz veya daha faydalı bir yol olarak eğitim bursu verebilirsiniz, bilime bundan daha iyi bir destek vermeniz zaten mümkün değil. Yüksek lisans ve doktora aşamasında olup da maddi sebepler dolayısıyla bir işte çalışan ve tezini yazamayan, araştırmasını yapamayan çok fazla lisansüstü öğrencisi var.
Bu bağlamda eleştirimin özeti, Evrim Ağacı markasına yapılan destekle bilime katkı sağlanmadığı yönünde. Gerekçesini yazdım yukarıya.
Size açıkçası katılmıyorum. Bilimi popüler düzeyde de olsa anlatan platformların desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Adnan Oktar, Caner Taslaman vb şarlatanların toplumun büyük kesimlerinden destek aldığını düşününce, bilimi sadece küçük bir komüniteye indirgemenin tek yöntem olmaması gerektiğni düşünüyorum. Popüler bilim anlatımı desteklenmediğinde bu kanalı din sosuyla, toplumun ilgisini çekmeyi başaran şarlatanlar dolduruyor.
Çok başarılı bir bilim insanı olabilirsiniz, bilime kayda değer katkılar da sunmuş olabilirsiniz ama şarlatanın biri gelir sizin web sitenizi ülke genelinde engelletebilir mesela.
Evrim Ağacı'nın "bilim sattığına" katılıyorum. Müzik de, resim de, edebiyat da satılıyor. Satılan şey faydalı ve nitelikliyse bunda bir olumsuzluk göremiyorum. Dawkins de, Sagan da Harrari de okudum, bunlar da "bilim satıcıları".
Mesela butürkiyede evrim ağacı blendinden daha önemli tartışılcak seyler var
Benim bazı şeylerin "uzağında" olduğumu ifade etmişsiniz, sanırım akademik camiadan ve bilimsellikten uzak olduğumu kast ediyorsunuz. Bilimin ne olduğunu iyi biliyorum, emin olun. Sadece popüler bilim anlatıcılığının kötü bir şey olmadığını savunuyorum.Elbette birbirimizin görüşüne katılmıyoruz.
Ancak özellikle altını çizeyim, son cümledeki üç kişi bilim satıcısı değil. Çok yanlış bir değerlendirme. Tahayyül ettiğiniz şey bilim değil, bunu belirteyim.
Zaten bilimin akademik anlamda değersizleştirilmesi de bu bakış açısıyla gerçekleşti maalesef. Konuya baya uzak olduğunuzu anlamakla birlikte taraftarlıkla ele almanızı bilime katkı değil, zarar olarak ifade etmem gerekiyor.
Gerçek “bilim satıcıları” onlarca araştırma yapıp, tez yazıp, makale yazıp yayın yapmayan ve bu yayınları yapmak için phD ünvanı sonrasını bekleyen, doçentlik puanları derdine düşen kişiler oluyor. Şu an akademi camiasının ezici çoğunluğu böyle. Üstelik akademisyen olmanın birinci şartı başarılı araştırmalara imza atmak değil, kişiye özel kadro ilanlarına başvurarak torpil düzeninin bizatihi destekçisi olmak. Türkiye’de bilimin ve akademinin durumu siyasi nedenlerden önce bizzat akademiye ve bilim dünyasının kendisine bağlı. Gerçek bilim satıcıları tam olarak bunlar oluyor. Siz bu durumda bilim dünyasının içine gömüldüğü bu düzeni desteklemiyorsunuzdur sanırım?
Onlarca yüzlerce boş beleş kanal varken bu kanal bilime doğrudan katkı sağlamasa da insanların bilime ilgi duymasını sağlıyor ve sıkıcı konuları eğlenceli bir biçimde bizlere sunuyor. Boş beleş kanallardansa, bu kanalın gözünü seveyim yaElbette birbirimizin görüşüne katılmıyoruz.
Ancak özellikle altını çizeyim, son cümledeki üç kişi bilim satıcısı değil. Çok yanlış bir değerlendirme. Tahayyül ettiğiniz şey bilim değil, bunu belirteyim.
Zaten bilimin akademik anlamda değersizleştirilmesi de bu bakış açısıyla gerçekleşti maalesef. Konuya baya uzak olduğunuzu anlamakla birlikte taraftarlıkla ele almanızı bilime katkı değil, zarar olarak ifade etmem gerekiyor.
Gerçek “bilim satıcıları” onlarca araştırma yapıp, tez yazıp, makale yazıp yayın yapmayan ve bu yayınları yapmak için phD ünvanı sonrasını bekleyen, doçentlik puanları derdine düşen kişiler oluyor. Şu an akademi camiasının ezici çoğunluğu böyle. Üstelik akademisyen olmanın birinci şartı başarılı araştırmalara imza atmak değil, kişiye özel kadro ilanlarına başvurarak torpil düzeninin bizatihi destekçisi olmak. Türkiye’de bilimin ve akademinin durumu siyasi nedenlerden önce bizzat akademiye ve bilim dünyasının kendisine bağlı. Gerçek bilim satıcıları tam olarak bunlar oluyor. Siz bu durumda bilim dünyasının içine gömüldüğü bu düzeni desteklemiyorsunuzdur sanırım?