• Aralık Ayı Kahve Kulübü Toplu Alım Organizasyonu
    Sevgili Ziyaretçi Aralık ayı Kahve Kulübü ortak alım firması sizlerin oyları ile Coffee Nutz olarak seçildi. Bu konudan Aralık ayı toplu alımı ile ilgili gelişmeleri öğrenebilirsin. Kahve Kulübü toplu alımı ve kulüp ile ilgili gelişmelerden, özel indirimlerden, yayınlardan hızlı bir şekilde haberdar olmak için buradan Whatsapp Kanalına katılmayı, Instagram ve Twitter adreslerinden bizi takip etmeyi unutmayın.
  • Telefon numaranızı paylaşmadan Kahve Kulübü duyurularından, güncel indirim ve kampanyalardan haberdar olmak istiyorsanız Bu Linke tıklayarak Kahve Kulübü Whatsapp Kanalını takip edebilirsiniz.

3.Nesil Kahveciler ve Tatlı Sorunu

kahveanalisti

Üye
Editör
Konum
Ankara
Daha fazla  
Espresso Makinesi
Rocket Cinquantotto
Değirmen
Eureka Mignon Specialita-Ode Brew Grinder- Comandante C40 MK3
Ekipmanlar
V60-Breville Sage Precision Brewer-Syphon-Aeropress-Nanopresso-Kompresso-Kruve Elek-Kruve Bardak-Acaia Pearl S-Felicita-Fellow Kettle
Kahve Arkadaşlığı İstiyor musunuz?
Evet
Kahve Arkadaşlığı İl
Ankara
Kahve Arkadaşlığı İlçe 1
Çankaya
Starbucks'ın kahvelerine gömelim dalga geçelim ama şöyle bir gerçek var ki cidden sıcak ve soğuk tatlılarda kesinlikle çok başarılı ürünleri var. Gel gelelim 3.Nesil kahvecilerin çoğu bu konuda çok çok gerideler. Dondurulurmuş tatlılar cidden gerek tat gerek de ısıtılarak yenildiğinde bariz yapay bir tadı oluyor. Bazı 3.Nesil kahveciler bu konuda kendi yaptıkları tatlılarla bu işi çözseler dahi ben genelde 3.nesil kahvecilerin tatlı konusunda eksik kaldıklarını düşünüyorum.

Kahvenin yanında iyi bir tatlısı olmayan 3.Nesil Kahveciler bence kesinlikle bu konuda hatalı bir girişim yapıyorlar. Buna örnek Ankara Bahçelievler'de ilk Prod açıldığında hiç tatlı veya şeker barındırmıyorlardı. Bunu da havalı bir şekilde biz "klass kahvecileriz" modunda anlatıyorlardı ancak siz insanların damak tadını değiştirmeye çalışırsanız kimse size uğramaz ya da tercih etmez. Ancak marjinal grupların ilgisini çekersiniz. Bunun gibi hatalar bence bazen bu tip girişimlere pahalya mal oluyor. Sonra zaten bu kararlarından dönüp tatlı satmaya başlamışlardı. Benim kendi görüşüm iyi bir 3.nesil kahvecinin kahve çeşidinin yanında birçok çeşit tatlıda sunması önemli. Mayhoş tatlılar bazen güzel bir cortado ile çok güzel giderken, bazen de basit ve güzel bir havuçlu kek filtre kahve sonrası benim çok hoşuma gidiyor. Ama bunları genelde 3.nesil kahvecilerde çok zor buluyorum. Bu yüzden kendimi bazen tatlı ve kahve istediğimde Starbucks'ta bulabiliyordum.

Kahvenin yanında benim en çok sevdiğim tatlı bir adet San Sebastian oluyor. Bu noktada kahvelerine pek ısınamasam da Ankara Bilkent Fameo tercihim oluyor. Sanırım onu da Chef Ali adı altında bir yerden temin ediyor onlarda. Ama onun dışında kendi tarifleriyle bir çok kahveci bu konuda aynı kıvamı tutturduğuna şahit olduğum yerlerde oldu.
 
Son düzenleme:
@kahveanalisti kesinlikle düşüncene katılıyorum. Kahvenin yanında muhakkak kurabiye, kruvasan gibi aşırı şeker içermeyen atıştırmalıklar satılmalı. Yüksek oranda şeker barındıran tatlılar dili bir anlamda felç ederken kahveden alınacak keyfi azaltıyor. Bazı kahve dükkanlarında satılan tatlı veya atıştırmalıklar kahveninin iki ve üç katı fiyatta olabiliyor. Bu dan insanda kahveden değil, tatlıdan müşteriyi kazıklıyor düşüncesi oluşturuyor. Fiyatlar dengeli olmalı. The Barn'ın IG sayfasından aldığım bir görüntü.
 

Ekli dosyalar

  • 1.jpg
    1.jpg
    149.8 KB · Görüntüleme: 94
Kahveci öncelikle nitelikli kahve satmalı, gerisi benim açımdan teferruat; elbette ticari ve gastronomik olarak istediğini üretip sunabilir. Ama ben bir 3. nesil dükkanda doğru dürüst espresso demleyemeyip yatırımı pasta, böreğe yapanlara, hatta kahveye süt karıştıranlara bile karşıyım 😀 Biraz dikenli ve köşeli düşünüyorum bu konuda, kusuruma bakmayın 😊
 
Son düzenleme:
Tatlıyı ben de kahve yanında seviyorum. Ankarada ROR u tavsiye ederim. Çikolatalı san sebastianları bayağı güzeldi.
 
Bence İsmine Coffee House yazan bir işletmenin belirli bir standart lezzeti yakalaması gerekiyor. Sca Türkiye'nin bu konuda önlem alması gerekir. Specialty Coffee yazabilmek için belirli kriterleri karşılaması lazım. Adım başı specialty coffee ama bir tane nitelikli çekirdeği yok. Barista desen kahveyle ilk defa geçen hafta tanışmış, kavuruyoruz dedikleri kahveler ticari bir de üstüne üstlük undevelop. Kısacası bu düzenin değişmesi gerek. Tatlı konusunda da Berker'in dediği gibi dondurulmuş ya da ticarileşmiş tatlılara karşıyım. Tatlı yiyeceksem Kuzgun Dokuz ya da Rispetto Coffee'nin ev yapımı tatlılarından ve Cheesecake'lerinden yemeyi tercih ederim.
 
Özür dileyerek konuya giriyorum ama ticari kaygılar ülkemizde fazlasıyla yüksek nitelikli kahvecilerin denetlenmesine okeyim onda sorun yok ama bir ticari dükkanın aylık kazancının %41lik kısmı vergi oluyor eğer doğru yaparsa ki çoğu kurumsal olmayan firmalar doğru yapmıyor. Starbucksın ürünleride donuk ürünler ama onların kullandıkları tteşhir dolabı sadece 65bin liralık ispanyol bir firmaya ait cihaz, türkiyede dolap üreticileri daha o teknolojiye erişemedi o yüzden her tatlı yapay gelmekte. Kruvasan konusunda izmirde bi Leone var onun dışında kruvasan satıyoruz diyoruz diyen kahveciler la loreine yada aktaesten donuk hamur alıp pişirmekte. Türkiye de bulunan vergi oranları bankaların aldıkları komisyonlar tedarikçilerin habersiz fiyat artışları ve kısa süreli vadeleri çoğu kahve dükkanın kabuslarına girer her hangi kendi işletmesi olan bir kahve dükkanına ay sonu gidin ve yüzünden anlaşılır bunu görürsünüz ben 6 senedir ticari kahve dükkanlarında baristalık yapmaktayım ve baristaların çoğu kahve diyarı sonrası mesleğe devam eden kişiler sca yı bırak v60ı internetten öğrendi öğreten olmadı ona ekipman alabilcek bir bütçe ayrılmadı maaşı asgari ücret belki altı günde 10-12 saat çalışan biri her yaptığı hareket göze batcak mı patron kızıcak mı korkusuyla bu işi yapıyor.
Ticari kaygılar yüzünden çoğu kahve dükkanı bir yerden maliyet kısmak zorunda kalıyor zaten kısmayanlar ya şubeleşmiş yada kendi bünyesinde büyümeye başlamış firmalardır size en büyük önerim şu olabilir tatlıyı yanınızda götürünüz hatta üstüne basarak söylediğim bir cümledir ki sizler için de geçerli en iyi kahve hala evlerimizde demlediğimiz kahvedir çünkü ödediğimiz kdv oranı düşük kavrumu, gümrüğü, paketlenmesi, lojistiği, acaba doğru oluyor mu endişeleri ve 3-6 ayda bir gelen vergilerimiz ödemelerimiz yok. Kaygımız yok eee bu kadar şey varsa niye açıyorlar değil mi? Davulun sesi dışarıdan bir güzel geliyor anlatamam sizlere. Bir dükkan maliyeti geçen sene 500-600bin iken şuan 1milyona dükkan açan uyguna açtım diyor(şube değil ise) bunun daha içini doldurmak var kahvesi, sütü, şurubu, tatlısı, yan ürünü, baristası, muhasebecisi, yöneticisi,gecesi gündüzü o yüzden kahve dükkanlarını eleştirirken ya empati kurmalıyız yada dediğim gibi evimizde kahvemizi içip bir kahve dükkanında çay içmeliyiz ben şahsen öyle yapıyorum ve ben 6 yıllık meslek hayatımda sca eğitimlerimi almış, çeşitli dükkanlara danışmanlık ve eğitim vermiş biri olarak söylüyorum.

edit: Pandemi dönemi devletimiz kapalı olan dükkanlardan 3 aylık vergi istedi.
 
Özür dileyerek konuya giriyorum ama ticari kaygılar ülkemizde fazlasıyla yüksek nitelikli kahvecilerin denetlenmesine okeyim onda sorun yok ama bir ticari dükkanın aylık kazancının %41lik kısmı vergi oluyor eğer doğru yaparsa ki çoğu kurumsal olmayan firmalar doğru yapmıyor. Starbucksın ürünleride donuk ürünler ama onların kullandıkları tteşhir dolabı sadece 65bin liralık ispanyol bir firmaya ait cihaz, türkiyede dolap üreticileri daha o teknolojiye erişemedi o yüzden her tatlı yapay gelmekte. Kruvasan konusunda izmirde bi Leone var onun dışında kruvasan satıyoruz diyoruz diyen kahveciler la loreine yada aktaesten donuk hamur alıp pişirmekte. Türkiye de bulunan vergi oranları bankaların aldıkları komisyonlar tedarikçilerin habersiz fiyat artışları ve kısa süreli vadeleri çoğu kahve dükkanın kabuslarına girer her hangi kendi işletmesi olan bir kahve dükkanına ay sonu gidin ve yüzünden anlaşılır bunu görürsünüz ben 6 senedir ticari kahve dükkanlarında baristalık yapmaktayım ve baristaların çoğu kahve diyarı sonrası mesleğe devam eden kişiler sca yı bırak v60ı internetten öğrendi öğreten olmadı ona ekipman alabilcek bir bütçe ayrılmadı maaşı asgari ücret belki altı günde 10-12 saat çalışan biri her yaptığı hareket göze batcak mı patron kızıcak mı korkusuyla bu işi yapıyor.
Ticari kaygılar yüzünden çoğu kahve dükkanı bir yerden maliyet kısmak zorunda kalıyor zaten kısmayanlar ya şubeleşmiş yada kendi bünyesinde büyümeye başlamış firmalardır size en büyük önerim şu olabilir tatlıyı yanınızda götürünüz hatta üstüne basarak söylediğim bir cümledir ki sizler için de geçerli en iyi kahve hala evlerimizde demlediğimiz kahvedir çünkü ödediğimiz kdv oranı düşük kavrumu, gümrüğü, paketlenmesi, lojistiği, acaba doğru oluyor mu endişeleri ve 3-6 ayda bir gelen vergilerimiz ödemelerimiz yok. Kaygımız yok eee bu kadar şey varsa niye açıyorlar değil mi? Davulun sesi dışarıdan bir güzel geliyor anlatamam sizlere. Bir dükkan maliyeti geçen sene 500-600bin iken şuan 1milyona dükkan açan uyguna açtım diyor(şube değil ise) bunun daha içini doldurmak var kahvesi, sütü, şurubu, tatlısı, yan ürünü, baristası, muhasebecisi, yöneticisi,gecesi gündüzü o yüzden kahve dükkanlarını eleştirirken ya empati kurmalıyız yada dediğim gibi evimizde kahvemizi içip bir kahve dükkanında çay içmeliyiz ben şahsen öyle yapıyorum ve ben 6 yıllık meslek hayatımda sca eğitimlerimi almış, çeşitli dükkanlara danışmanlık ve eğitim vermiş biri olarak söylüyorum.

edit: Pandemi dönemi devletimiz kapalı olan dükkanlardan 3 aylık vergi istedi.
Maliyetler ve ticari anlamda kaygılar kesinlikle Türkiye için haklı bir neden. Kesinlikle katılıyorum buna. Ben asıl işim nedeniyle Cafe ve Pastacılık sektörüne çok uzak değilim.9 Senedir Pasta ve Tatlı sektöründe yer alan bir çok firmayla gerek yurt içi gerek yurt dışında iletişm halinde oldum. Benimde başında olduğum Endüstriyel Kuruyemiş alanında şirketimiz üzerinden bir çok pastane ve cafelerle iletişimim hep oldu. Bu noktada işletme açısından kesinlikle bilgisiz patronlar ve başarısız girişimler bu işin temel sorunu. Ne yazık ki kahveyi sevmek veya kahveden iyi anlamak iyi bir ticaret yapacağı anlamına gelmiyor. Bu noktada Cafe açan patronların en büyük yanılgısı çok güzel bir atmosfer yaptım herkes buraya gelip kesin kahve alır demesi. Ama perakendecilik kesinlikle böyle basit bir iş değil.

1-Doğru Konum
2-Doğru Müşteri Segmentasyonu
3-Doğru Ürün ve Tedarikçi Seçimi
4-İyi Bir Pazarlama Stratejisi
5-Doğru Maliyet Hesabı
6-Yatırım Geri Alma Süresi Doğru hesabı
7-Yenilikçi Yaklaşımlar

Bu 7 maddeyi tabi ki her adımında başarılı bir iş yönetimi sergilemesine gerek yok kimsenin ama bu 7sinide yapmayıp ben iş yapamıyorum dediğinde insanlara şüphe ile bakıyorum. Bakın burada çok önemli bir nokta var. Ben bana güven vermeyen firmalara ürün tedarik etmiyorum. Bu firmaların ciddiyetini yansıtmayan bir çok kahve tedarikçisininde böyle yaptığını biliyorum. O zaman bu tip Kafelerde gittikçe geriye gidiyor ve doğru bir işletme planı kurmadığı ve ödemelerini yapamadığı için iyi tedarikçilerin güvenini kaybediyorlar.

Gerek Ankara'da gerek farklı noktalarda Cafe ve Pasteneleri açanlar ne yazık ki hesap kitap bilmeden bu işe kalkışanlarla dolu. Ben şahsen bazı Cafe ve Pastanelerde 5 yıl o pastanın hesabını yapmamış adamlar gördüm. Bir kere bile maliyetini hesaplamamış adamlardan bahsediyorum. Bu tip insanların patron olduğu yerlerin uzun vadede kredilerle ve ticari anlamda hesaplamalar yapmadan günü kurtaran çözümlerle hep geriye gidip sorunlar yaşadığını gördüm. Sonunda batış ve iflaslarla bitti her zaman. Ne yazık ki sektör ne olursa olsun ticari anlamda hesaplamalar eksik olunca sorunlar hep daha da katlanarak artıyor.

Hizmet sektörü bence bir çılgınlık. Farklı tipte insanlarla ve müşterilerin istekleriyle mücadele etmek gerçekten çok zor bir iş. Tabi bu gayretin karşılığını Cafelerin almaları hakkı olarak düşünüyorum . Pahalı fiyatlandırmaların yerine göre karşı değilim.Bu noktada doğru bir iş planı ve stratejisi olmadan bir Cafe açmak bence bu kadar dar bir pazarda yanlış bir adım olur. Hele ki o pazarda büyük balıklar var ise bence artık bir Cafe açmak kesinlikle 3 veya 4 kez düşünülmesi gereken bir durum.

Türkiye kesinlikle ticari açıdan bir cennet ülke değil. Ama doğru zamanda doğru adım atanların ekonomide ne olursa olsun kazançsız bırakacak bir yerde değil. Tabi bunları Coronavirüs dönemini dahil etmeyerek söylüyorum. Bu tip dönemler sıra dışı ve cidden sorunlu dönemler. Ama sen gidip Ankara Sincan'da 25 liraya filtre kahve satan bir yer açarsan pardon ama batmaya mahkumsun. Bu tip insanlar cidden parayı ya ağaçtan topluyor ya da cidden sıkıntılılar. Ya da gidip 30.000 liralık bir 2.el espresso makinesi sizin işinizi görecekken 150.000 liraya slayer alayım diyorsan ve bunun yatırımını ne kadar sürede alabileceğinin hesabını yapmadıysan yine batmaya mahkumsun. Kısacası Türkiye'de sorun kesinlikle patronlarda ve onların başarısız girişim fikirlerinde. Zamanla açılan doğru girişmler arttıkça umarım Kahve sektöründe daha çok yerlileşme göreceğimizi umuyorum :)
 
@mvscoffee ve @kahveanalisti iki yoruma da o kadar çok katıldım ki anlatamam 😀. Sorunu iki uçtan harika özetlemişsiniz. Zaten genelde de sorunların tek bir doğru cevabı olmaz. Ülkecek gidecek çok yolumuz var.
 
Maliyetler ve ticari anlamda kaygılar kesinlikle Türkiye için haklı bir neden. Kesinlikle katılıyorum buna. Ben asıl işim nedeniyle Cafe ve Pastacılık sektörüne çok uzak değilim.9 Senedir Pasta ve Tatlı sektöründe yer alan bir çok firmayla gerek yurt içi gerek yurt dışında iletişm halinde oldum. Benimde başında olduğum Endüstriyel Kuruyemiş alanında şirketimiz üzerinden bir çok pastane ve cafelerle iletişimim hep oldu. Bu noktada işletme açısından kesinlikle bilgisiz patronlar ve başarısız girişimler bu işin temel sorunu. Ne yazık ki kahveyi sevmek veya kahveden iyi anlamak iyi bir ticaret yapacağı anlamına gelmiyor. Bu noktada Cafe açan patronların en büyük yanılgısı çok güzel bir atmosfer yaptım herkes buraya gelip kesin kahve alır demesi. Ama perakendecilik kesinlikle böyle basit bir iş değil.

1-Doğru Konum
2-Doğru Müşteri Segmentasyonu
3-Doğru Ürün ve Tedarikçi Seçimi
4-İyi Bir Pazarlama Stratejisi
5-Doğru Maliyet Hesabı
6-Yatırım Geri Alma Süresi Doğru hesabı
7-Yenilikçi Yaklaşımlar

Bu 7 maddeyi tabi ki her adımında başarılı bir iş yönetimi sergilemesine gerek yok kimsenin ama bu 7sinide yapmayıp ben iş yapamıyorum dediğinde insanlara şüphe ile bakıyorum. Bakın burada çok önemli bir nokta var. Ben bana güven vermeyen firmalara ürün tedarik etmiyorum. Bu firmaların ciddiyetini yansıtmayan bir çok kahve tedarikçisininde böyle yaptığını biliyorum. O zaman bu tip Kafelerde gittikçe geriye gidiyor ve doğru bir işletme planı kurmadığı ve ödemelerini yapamadığı için iyi tedarikçilerin güvenini kaybediyorlar.

Gerek Ankara'da gerek farklı noktalarda Cafe ve Pasteneleri açanlar ne yazık ki hesap kitap bilmeden bu işe kalkışanlarla dolu. Ben şahsen bazı Cafe ve Pastanelerde 5 yıl o pastanın hesabını yapmamış adamlar gördüm. Bir kere bile maliyetini hesaplamamış adamlardan bahsediyorum. Bu tip insanların patron olduğu yerlerin uzun vadede kredilerle ve ticari anlamda hesaplamalar yapmadan günü kurtaran çözümlerle hep geriye gidip sorunlar yaşadığını gördüm. Sonunda batış ve iflaslarla bitti her zaman. Ne yazık ki sektör ne olursa olsun ticari anlamda hesaplamalar eksik olunca sorunlar hep daha da katlanarak artıyor.

Hizmet sektörü bence bir çılgınlık. Farklı tipte insanlarla ve müşterilerin istekleriyle mücadele etmek gerçekten çok zor bir iş. Tabi bu gayretin karşılığını Cafelerin almaları hakkı olarak düşünüyorum . Pahalı fiyatlandırmaların yerine göre karşı değilim.Bu noktada doğru bir iş planı ve stratejisi olmadan bir Cafe açmak bence bu kadar dar bir pazarda yanlış bir adım olur. Hele ki o pazarda büyük balıklar var ise bence artık bir Cafe açmak kesinlikle 3 veya 4 kez düşünülmesi gereken bir durum.

Türkiye kesinlikle ticari açıdan bir cennet ülke değil. Ama doğru zamanda doğru adım atanların ekonomide ne olursa olsun kazançsız bırakacak bir yerde değil. Tabi bunları Coronavirüs dönemini dahil etmeyerek söylüyorum. Bu tip dönemler sıra dışı ve cidden sorunlu dönemler. Ama sen gidip Ankara Sincan'da 25 liraya filtre kahve satan bir yer açarsan pardon ama batmaya mahkumsun. Bu tip insanlar cidden parayı ya ağaçtan topluyor ya da cidden sıkıntılılar. Ya da gidip 30.000 liralık bir 2.el espresso makinesi sizin işinizi görecekken 150.000 liraya slayer alayım diyorsan ve bunun yatırımını ne kadar sürede alabileceğinin hesabını yapmadıysan yine batmaya mahkumsun. Kısacası Türkiye'de sorun kesinlikle patronlarda ve onların başarısız girişim fikirlerinde. Zamanla açılan doğru girişmler arttıkça umarım Kahve sektöründe daha çok yerlileşme göreceğimizi umuyorum :)
Şu bahsi geçen 7 maddeyi çoğu bilgisiz patron ve işletmeciler şöyle açıklıyor;
Öğrenci varsa para var
Starbucks varsa dolu olan yere oturmayan adam bana gelircilik
3,25e süt alayım 55 liraya kahve alayım 12 liradan latte satayım nasılsa bana gelcek
dekorasyon (graffiti, neon vb) instagrama foto atmak için bile gelirler

3 ay sonra ya ben bu işe niye girdim, ben buraya bağladığım parayla başka işler yapardım demeye başlanıyor.
Herşeyin özeti gönüller ister evde ki hesap cafeye uysun ama şirket personeli istifayı basıp cafe kurdu.
 
Ben de ufak bir bilgi paylasimi yapmak istiyorum.

SanSabastian ismi adi altinda TR de patenti alan kisi Sef Ali.
Starbucks da zaten Sef Ali’nin kendi yorumuyla patentini aldigi bu cheesecake i ( cok daha guzel tarifi Vedat Milor paylasmisti “ yakinda ben de evde deneyecegim ) bu isimle satiyor.

Kisisel merakim olan bu cheeseka i evde de yapmis biri olarak siralamam su :

1. Beyaz Firin ( istanbul )
2. Ankara Bilkent station starbucks in hemen ustndeki kahveci ( ismi aklimda degil ) yine sef ali den geliyor ama cok daha tazesi ( fabrikasina cok yakinlar )
3. Starbucs

bunlar disinda en guzel tarif yine Vedat Milor un paylasimindaki tarifi veren Sef e ait.
Gercek gastranomi bilgisinin bir urunu ne seviyeye getirebileciginin cok guzel bir ornegi bana gore.
 
Ankara da birçok coffee de baristalık yaptım ama buralara açan insanlar kahvelerde takılmış okey oynarken oğlu gelip coffee açalım diyen insanlar tüm iyi şeyler yapmak isteyen arkadaşlarım farklı şubelerde de durumun aynısı olduğunu söylüyorlar en son çalıştığım yer 30liraya kahve paketi alıyorlardı 1kg iş olmuyordu haklı olarak değiştirene kadar 3ay uğraştım bu seferde araya uyanık satıcılar giriyor robusta çekirdeği içinden tahta böcek çıkan kahveleri güzel diye satmaya çalışıyorlar en son Spada ile anlaştılar paketler haliyle ilk aldıklarına göre pahalı geliyordu vazgeçmeye çalıştılar fln ama iyi kahve biraz hareketlendi tatlıda ankarada gizem abla diye biri var birçok kahveci ondan alıyor tatlıları fena değil Starbucks kadar iyi olmasada önce fikirleri değiştirip ticaret yapan dolandırıcılardan arındırmak gerek piyasayı
 
Avrupa'da tatlı vermeyen kahveciler de var çok iyi iş yapan, örnek Tim Wendelboe'nun kahve dükkanı :) . Ancak katılıyorum bende Türkiye'de tatlısız bir kahve dükkanı epey ütopik ne yazık ki. Bir yandan hem Suat bey'in hem Berker bey'in dediklerine de katılıyorum. İşin sırrı sizlerin de bahsettiği gibi bol ve lezzet açısından tatmin etmeyen tatlılarla değil, lezzet açısından tatmin edici, az ama öz tatlılarda. Bundan yanayım ben de kahve dükkanlarında. Ve bu sebepten dolayı işi profesyonel olarak tatlı olan dükkanlara tatlı yemeye, kahve içmek isteyince sadece kahve içmeye kahve dükkanına gidiyorum. :)
 
Ben de ufak bir bilgi paylasimi yapmak istiyorum.

SanSabastian ismi adi altinda TR de patenti alan kisi Sef Ali.
Starbucks da zaten Sef Ali’nin kendi yorumuyla patentini aldigi bu cheesecake i ( cok daha guzel tarifi Vedat Milor paylasmisti “ yakinda ben de evde deneyecegim ) bu isimle satiyor.

Kisisel merakim olan bu cheeseka i evde de yapmis biri olarak siralamam su :

1. Beyaz Firin ( istanbul )
2. Ankara Bilkent station starbucks in hemen ustndeki kahveci ( ismi aklimda degil ) yine sef ali den geliyor ama cok daha tazesi ( fabrikasina cok yakinlar )
3. Starbucs

bunlar disinda en guzel tarif yine Vedat Milor un paylasimindaki tarifi veren Sef e ait.
Gercek gastranomi bilgisinin bir urunu ne seviyeye getirebileciginin cok guzel bir ornegi bana gore.

Benim denediklerim arasında Zula'nın San Sebastian'ı çok iyiydi. Tavsiye ederim.

İstanbul özelinde çok fazla iyi pastane/tatlıcı var. Kafelerden tatlı yemek bana saçma geliyor biraz :)
 
Bence nitelikli tüketicinin de az olmasından dolayı kaliteyle yüksek oranda buluşamıyoruz. İnsanlarımız artık instagramda popüler olan ürünlerin peşinden gidiyor. Örneğin son yıllarda san sebastian c.cake baya popüler oldu ve bir işletme çok kaliteli yapamasa dahi menüsüne ekliyor.
 
bursa özlücede nordic coffeenin tatlıları baya iyi hatta kahvesinden daha çok seviyorum bir de noww croissants. kahve içmek istediğimde de harvel’s coffee tercih ediyorum.
 
Siz bu kahvelerle birlikte nasıl her hangi bir şey yiyebiliyor ve hala kahvenin tadını alabiliyorsunuz ki? Tercihlere saygım var tabii ancak tek tük istisnalar hariç yanlarında bir sey yiyerek bu kahvelere Starbucks kahvesi muamelesi yapmayi biraz haksızlık olarak görüyorum doğrusu... İllaki tatli yiyeceksem onu gidip en ala yerde yemeyi tercih ediyorum şahsen...
 
Siz bu kahvelerle birlikte nasıl her hangi bir şey yiyebiliyor ve hala kahvenin tadını alabiliyorsunuz ki? Tercihlere saygım var tabii ancak tek tük istisnalar hariç yanlarında bir sey yiyerek bu kahvelere Starbucks kahvesi muamelesi yapmayi biraz haksızlık olarak görüyorum doğrusu... İllaki tatli yiyeceksem onu gidip en ala yerde yemeyi tercih ediyorum şahsen...
Ben de kahvenin yanında tatlı tercih etmeyenlerdenim. Kömür gibi kahveleri çekilebilir kılmak adına mekanlarda tatlı tercihi bir nebze anlaşılabilir ama nitelikli çekirdeklerin yanında tatlı veya başka bir ürün tüketmek anlamsız geliyor bana. Özellikle evde yaptığımız ve tadım notlarını alabilmek için ilmek ilmek işlediğimiz kahveler tatlıyla buluşunca anlamını yitiriyor.
 
Son düzenleme:
Siz bu kahvelerle birlikte nasıl her hangi bir şey yiyebiliyor ve hala kahvenin tadını alabiliyorsunuz ki? Tercihlere saygım var tabii ancak tek tük istisnalar hariç yanlarında bir sey yiyerek bu kahvelere Starbucks kahvesi muamelesi yapmayi biraz haksızlık olarak görüyorum doğrusu... İllaki tatli yiyeceksem onu gidip en ala yerde yemeyi tercih ediyorum şahsen...
Nitelikli kahveyle tanışalı daha bir yıl olmadı diyebilirim. Önceleri neredeyse her gün Starbucks’a girip kahve+tatlı alırdım, zaten tatlıyı da çok fazla tüketirdim. Fakat bu işlerle çokça meşgul olan sizler sayesinde hem kahveyi yalnız tüketir oldum (tatlı alışkanlığım ciddi bir biçimde azaldı) hem de kahvelerimi evde demlendiğim için aylık 20-25 Starbucks ziyaretim neredeyse sıfıra indi (bunun da bütçeme faydası oldu). Herhalde farkında olmadan damak tadımız kalibre oluyor ve bu da günlük alışkanlıklarımıza direk yansıyor.
 
Özür dileyerek konuya giriyorum ama ticari kaygılar ülkemizde fazlasıyla yüksek nitelikli kahvecilerin denetlenmesine okeyim onda sorun yok ama bir ticari dükkanın aylık kazancının %41lik kısmı vergi oluyor eğer doğru yaparsa ki çoğu kurumsal olmayan firmalar doğru yapmıyor. Starbucksın ürünleride donuk ürünler ama onların kullandıkları tteşhir dolabı sadece 65bin liralık ispanyol bir firmaya ait cihaz, türkiyede dolap üreticileri daha o teknolojiye erişemedi o yüzden her tatlı yapay gelmekte. Kruvasan konusunda izmirde bi Leone var onun dışında kruvasan satıyoruz diyoruz diyen kahveciler la loreine yada aktaesten donuk hamur alıp pişirmekte. Türkiye de bulunan vergi oranları bankaların aldıkları komisyonlar tedarikçilerin habersiz fiyat artışları ve kısa süreli vadeleri çoğu kahve dükkanın kabuslarına girer her hangi kendi işletmesi olan bir kahve dükkanına ay sonu gidin ve yüzünden anlaşılır bunu görürsünüz ben 6 senedir ticari kahve dükkanlarında baristalık yapmaktayım ve baristaların çoğu kahve diyarı sonrası mesleğe devam eden kişiler sca yı bırak v60ı internetten öğrendi öğreten olmadı ona ekipman alabilcek bir bütçe ayrılmadı maaşı asgari ücret belki altı günde 10-12 saat çalışan biri her yaptığı hareket göze batcak mı patron kızıcak mı korkusuyla bu işi yapıyor.
Ticari kaygılar yüzünden çoğu kahve dükkanı bir yerden maliyet kısmak zorunda kalıyor zaten kısmayanlar ya şubeleşmiş yada kendi bünyesinde büyümeye başlamış firmalardır size en büyük önerim şu olabilir tatlıyı yanınızda götürünüz hatta üstüne basarak söylediğim bir cümledir ki sizler için de geçerli en iyi kahve hala evlerimizde demlediğimiz kahvedir çünkü ödediğimiz kdv oranı düşük kavrumu, gümrüğü, paketlenmesi, lojistiği, acaba doğru oluyor mu endişeleri ve 3-6 ayda bir gelen vergilerimiz ödemelerimiz yok. Kaygımız yok eee bu kadar şey varsa niye açıyorlar değil mi? Davulun sesi dışarıdan bir güzel geliyor anlatamam sizlere. Bir dükkan maliyeti geçen sene 500-600bin iken şuan 1milyona dükkan açan uyguna açtım diyor(şube değil ise) bunun daha içini doldurmak var kahvesi, sütü, şurubu, tatlısı, yan ürünü, baristası, muhasebecisi, yöneticisi,gecesi gündüzü o yüzden kahve dükkanlarını eleştirirken ya empati kurmalıyız yada dediğim gibi evimizde kahvemizi içip bir kahve dükkanında çay içmeliyiz ben şahsen öyle yapıyorum ve ben 6 yıllık meslek hayatımda sca eğitimlerimi almış, çeşitli dükkanlara danışmanlık ve eğitim vermiş biri olarak söylüyorum.

edit: Pandemi dönemi devletimiz kapalı olan dükkanlardan 3 aylık vergi istedi.
Çok güzel ifade etmişsiniz.

Aklıma James Hoffmann'ın kahve işinin hesap kitabıyla ilgili videoları geldi.
"Bir fincan kahve neden bu kadar pahalı?" başlıklı videosuna ilginç bir şekilde biri oturmuş Türkçe altyazı yazmış:


"Coffee Business" başlıklı canlı yayınında kahve/cafe işinin yatırım, emek, getiri boyutlarını güzel ele alıyordu:


Tabii James Hoffmann İngiltere ve Batı merkezli konuyu anlatıyor. Türkiye'de iş yapmanın başka çok çeşitli zorlukları var. Yine de faydalı olduğunu düşünüyorum.
 
Geri
Üst